Günlük yaşantımızda karşılaştığımız önemli bir heyecan yaşantısı
engellenmedir. Engellenme (frustrasyon) elde etmek istediğimiz bir nesneye,
ulaşmak istediğimiz bir amaca varmamız ya da bir gereksinmemizin giderilmesi
önlendiği zaman ortaya çıkan olumsuz duygudur. Engellenme sonucunda bireyin
içinde oluşan duyu ve saldırganlık duygulanılın oluşturduğu bir süreçtir.
Engellenmeye karşı, bireyler, kendi kişilik yapılarına göre tepkide
bulunurlar. Bazı kimseler saldırgan olurken, bazıları öfkesini bastırabilir,
bazıları boyun eğmeyi, kabul etmeyi tercih edebilir.
Engellenmeyi ortaya çıkaran nedenler
a) Beklentilerin karşılanmaması
Birçok durumda ailemizden, arkadaşlarımızdan, mesleğimizden, toplumsal yaşantımızdan, bünyesinde çalıştığımız toplumsal kuruluşlardan beklentilerimiz vardır. Beklentilerimiz karşılanmazsa ya da gecikirse, engellenme duygusuna kapılabiliriz. Örneğin, akşama sizin için çok önemli olan yemeğe davetlisiniz. Gitmeye hazırlanırken çocuklarınıza bakmak üzere gelmesini beklediğiniz "teyze" telefon ederek gelmesinin mümkün olmadığını, önemli bir işinin çıktığını söylüyor. Bu durumda çocuklarınızla birlikte gitmenin uygun olmadığını düşündüğünüz için, ne yapacağınızı bilemiyorsunuz, sağa sola telefon edip bir yakınınızdan ricada bulunuyorsunuz. Gelmeyi kabul ediyor, ama anında haber verildiği için işlerini yola koyarak gelmesinin biraz zaman alacağını söylüyor. Davete gecikiyor ve arkadaşlarınızı istemeden bekletiyor olmanın, size hissettirdiği şey engellenmedir. Bu duygular içinde hiçbir şey yapmadan evin içinde dört dönmek, kızgınlık, öfke ile yumruklarınızı sıkmak soruna bir çözüm getirmez. Kendi durumunuzu objektif bir şekilde ele alarak ortaya çıkan tersliklerden, karşı tarafı haberdar etmek, sizin çabanızı aşan bir sorunla karşılaştığınızı bildirmek yerinde olur.
b) Toplumsal engellemeler
Takdir edilmeyi beklerken işinizden çıkarılmak, ödül beklerken ceza almak, işverenin sizi çok sevmemesi nedeniyle beklediğiniz pozisyona geçirilmemeniz, çok beğendiğiniz karşı cinsten birini kendi standartlarınızın çok üstünde gördüğünüz için bir türlü yaklaşmamanız, çevrenizden çekindiğiniz için, erkek ya da kız arkadaşınızı evinize davet edememeniz, aileniz tarafından toplumsal ve ekonomik olarak sizin düzeyinizde olmadıkları için arkadaşınızı kabul etmemeleri ve size de bunun söylenmesi hep toplumsal engellenme duygusu yaratacak olaylardır.
Toplumsal engelleme duygusu yaşadığınızı hissediyorsanız önce bu duygunun kaynaklarına inmelisiniz. Size "engellenme duygusu" yaşatan şey nedir? Amacınıza ulaşamamayı yaratan faktör nerededir? Patronunuz sizi terfi ettirmiyorsa, bu olumsuzluğu ortaya çıkaran neden sizin bir kişilik özelliğiniz ya da farkına varmadan yaptığınız rahatsız edici bir davranışınız olabilir mi? Karşı cinsten bir arkadaşınızı çok çekici bulmanıza rağmen, kendinizi yeterli çekicilikte bulmama nedeniniz gerçekçi mi? Daha önce yaşadığınız bir olumsuzluğun etkisiyle böyle düşünüyor olabilir misiniz? Unutmayın her bireyin kişiliği kendine özgüdür. Daha önce size uyum sağlayamayan ya da sizin uyum sağlayamadığınız kişi bir başkasına kolayca uyum sağlayabilir ya da siz, daha önce tanıdığınız kişiden çok farklı bir şekilde yeni tanıdığınız bir kişiyle anlaşabilirsiniz. Başkalarına çekici görünmenin ölçüsü kişiden kişiye değişir. Fiziki özellikler ne kadar ağırlık taşırsa taşısın; duygusal, düşünsel özellikler karşımızdaki kişilere ters geliyorsa, önce bunun üzerinde düşünmek gerekir. Örneğin hafta sonlanın balık tutarak, futbol maçına giderek değerlendirmek isteyen kişi, sanatsal etkinliklere katılmak isteyen arkadaşlarına ters düşecektir. Burada bir uzlaşma noktası bulunup bulunmayacağı değerlendirilmelidir.
Farklı toplumsal ve kültürel ortamlardan geldiği için kız arkadaşınızı kabul etmeyen ailenizi gerçekçi bir şekilde değerlendirerek, engellenme duygusuyla daha etkin bir şekilde uğraşabilirsiniz. Ailenizin değer ölçüleri ve değer ölçülerini yaratan toplumsal normlar çerçevesinde değerlendirdiğiniz durumları daha kolay görebilirsiniz.
Engellenme duygusu devam ettiğinde
Beklentilerimiz doğrultusunda sonuçlara ulaşamadığımızda duyduğumuz şey engellenme ve bunun sonucu olarak da öfke ve kızgınlıktır. Ancak bu duygu devam ettiği takdirde, kişi öfkesini olumsuzluğa çevirerek, "Yaşam boyu hep engellendim.", "Bende şans mı var?", "İnsanların hepsi birbirinin aynıdır.", "İyi olana rastlamadım." şeklinde günlük küçük olaylarda bile devamlı öfkelerine bahane ararlar: Güzel giyindiği bir günde yağmur yağarsa, "Ben ne zaman şık giyinsem, yukarıdaki başımdan aşağı suları döküyor.", "Ne zaman istediğim gibi gitti ki her şey..." Bu söylemlerin altındaki gerçek neden, içlerinde bastırılmış olan öfkelerine gerekçe aramalarıdır.