Cinsel sapmaları tamamıyla şematik bir şekilde açıklamanın okuyucularımı
hayal kırıklığına uğratmayacağını ümit ediyorum. Çünkü, okuyucularımın büyük
çoğunluğu bireysel psikolojinin temel kavramlarına alışıktır. Bu durum,
prensiplerin şematik açıklanmaları sorununun esaslı bir geliştirilmesi gibi
düşünülebilir. Zamanımızda, bu çok tartışılan bir konudur. Çünkü, özellikle
günümüzde, cinsel sapmayı yaradılış faktörlerine bağlayan akım çok
kuvvetlidir. Bu çok önemlidir. Bu görüşü gözden kaçırmamak gerekir.
Anlayışımıza göre, suni olarak yapılan şeyler söz konusudur. Bunlar, farkına
varmadan eğitime sızmışlardır. Burada bizi diğer yazarlarla karşı karşıya
getiren büyük gelişmeyi görmekteyiz ve zorluklarımız, mesela, Kraepelin gibi
kimselerin benzer bir görüşü ortaya at-malarıyla da zorluklarımız
azalmamaktadır.
Başkaları karşısındaki durumumuzu aydınlatmak için, cinsel sapmalarla hiçbir
ilişiği olmayan, bir olayı anlatmak istiyorum. Yuvasında mutlu ve iki çocuğu
olan bir kadından söz açacağım. Altı yıldan beri çevresiyle anlaşamıyor.
Yaşlı dost bir kadının (onu çocukluğundan beri tanıyordu ve meziyetlerine
karşı hayranlık duyuyordu) altı yıldan beri otoriter olduğunu, sürekli
başkalarına acı vermek istediğini iddia ediyordu. Kendisi de bundan aşırı
derecede ıstırap çekiyor ve bu iddiası için bir sürü delil ortaya atıyordu.
Başkaları bu delilleri kabul etmiyor. Şöyle iddia ediyordu: "Bazı hallerde
fazla ileri gitmem mümkündür. Fakat aslında haklıyım. Altı yıl oluyor. Bu
dost başka bir dost için gıyabında iyi olmayan şeyler söyledi. Oysaki onun
yanında daima hoşuna gitmeye çalışıyor." Bu yüzden hastamız dostunun kendisi
için de aynı şekilde konuşmasından korkuyor. Başka bir delil daha veriyor:
Dost şöyle diyordu: "Köpek itaatkardır, fakat hayvandır." Bun söylerken
"senin gibi" der hastamıza bakıyordu. Hastanın çevresi bu cümlenin onun
tarafından bu şekilde açıklanmasına sinirlenmişti. Çevresi bu cümleye önem
vermiyordu ve suçlananı güçlü bir şekilde savunuyordu.
Suçlanan bu kadın başkalarına karşı çok iyi hareket ediyordu. Hasta delilini
güçlendirmek için şöyle diyordu: "Köpeğine karşı nasıl hareket ettiğine
bakınız. Ona azap veriyor ve ona, büyük zorluklarla alıştırdığı numaraları
yaptırıyor." Buna çevresi şöyle cevap veriyordu: "O bir köpekten başka
birşey değildir ve onu bir insan gibi göremeyiz. İnsanlara karşı o daima iyi
hareket ediyor." Hastanın çocukları bu dosta fazla önem veriyorlardı ve
annelerinin görüşüne karşı koyuyorlardı. Hasta daima dostunun despotik
karakterinin yeni delillerini buluyordu. Hastaya haklı olduğu izlenimimi
söylemekten çekinmedim. Çok sevindi. Sonraki olaylar kadının despotik
hareketlerini belirttiler ve sonunda izlenimim koca tarafından da
paylaşıldı. Zavallı kadının tamamıyla haklı olduğu kesin olarak anlaşıldı.
Fakat kadın ince görüşünden iyi yararlanmıyordu. Başkalarım kötü
taraflarıyla yakalamak hususunda az ve çok saklı bir eğilim bulunduğu ve
insanları bazı bakımlardan affetmek gerektiğini düşüneceğimiz yerde, hepimiz
bu kadının can düşmanı oldu. Onu, yaptığı her işte tenkit edecek bir şey
buldu ve bundan rahatsızlık duydu. Güçlü bir sezişe sahipti. Anlamak
istemese bile, dostunun iç dünyasında olup biten şeyleri tahmin edebilirdi.
Bu örnekle anlatmak istediğim şey şudur: Haklı olmak çoğu zaman dünyanın en
sıkıcı şeylerinden biridir. Bunun söylenmesi hayret uyandırabilir. Fakat
herkes haklı olmanın hiçbir işe yaramadığını üzülerek öğrenmiştir. Kendisini
anlamayan birinin eline düşmüş olsaydı bu kadının başına geleceklerini
düşünmeniz yeterdi. O kimse kovalanma manisinden, paranoyak düşüncelerinden
dem vuracaktı ve hastayı, durumunu gittikçe ciddileştirecek şekilde tedavi
edecekti. Haklı olduğu zaman insanın görüşünden vazgeçmesi zordur. Haklı
olduklarına inanan ve görüşleri tartışılan bütün arayıcılar bu
durumdadırlar. Düşüncemizin büyük anlaşmazlıklara yer vermesi bizi hayrete
düşürmemelidir. Sadece haklı olmamıza gü-venmemeliyiz ve bu inançtan kötü
bir şekilde yararlanmaktan kaçınmalıyız. Birçok yazarın düşüncemizi kabul
etmemeleri karşısında hiddete kapılmamalıyız. Bilim konusunda olağanüstü bir
sabra sahip olmak gerekmektedir. Zamanımızda cinsel sapmanın yaradılıştan
meydana geldiği düşüncesi ağır basmaktadır. Tamamıyla, üçüncü bir
cinsiyetten söz açan kalıtım görüşü veya, karşı cinsiyetin doğuştan itibaren
bizde yer aldığını iddia eden, kalıtım faktörlerinin geliştiklerini ve
bunlara karşı yapılacak hiçbir şeyin bulunmadığını iddia eden görüş üzerinde
durulmaktadır. Yaradılış öğelerinden söz açılmaktadır. Bu tezlerden hiçbiri
görüşümüzden bizi uzaklaştıramaz. Organik nazariye taraftarları özellikle
organik değişiklikler ve bozukluklar konusunda işin içinden gerektiği gibi
çıkamamaktadırlar.
Homoseksüaliteye gelince, 1932'de yayınlanan ve 1927'de Laqueur'un, bütün
insanların idrarlarında karşı cinse ait hormonların bulunduğunu açıkladığı
zaman ortaya çıkan problemle ilgili bir yazının üzerinde durmak istiyorum.
Bireysel psikoloji konusunda fazla derinleşmemiş olan kimse bu olay
karşısında hayret eder. Gelişen sapmaların doğasal ikili cinsiyetten meydana
geldiklerini düşünebilir. Bran'in dokuz homoseksüel üzerinde yaptığı
araştırmalar onlarla homoseksüel olmayanlarda aynı hormonların bulunduğunu
gösterdiler. Bu bizim yönümüzde ileri atılmış bir adımdır. Homoseksüalite,
hormonlardan meydana gelmemektedir.
Aşk hayatına ait problemler karşısında diğer dinamik şekiller bir yana
bırakılınca, cinsel sapınçlarda açık olarak "daralmış saldırı cephesi" ni
görürüz. Bu saldırı cephesinin normal bir genişliğe sahip olmadığı,
olağanüstü bir şekilde küçüldüğü, mesela, fetişizma halinde olduğu gibi,
sadece problemin bir kısmı çözüldüğü aşikar bir şekilde görülmektedir. Bütün
bu dinamik şekillerinin amaçlarının anormal bir yolla aşağılık duygularını
ödümlemek olduğunu anlamak da önemlidir.
Bir kimsenin tüm gelişmesi üçüncü, dördüncü, beşinci yılında başkalarıyla az
veya çok münasebetler kurma yeteneğine bağlıdır. Daha bu evrede onun
başkalarına katılma yeteneğinin derecesi kendini gösterir. Bu görüşlerle
başarısızlıklar incelendiği takdirde yersiz bütün dinamik şekillerin bu
yeteneğin yetersizliği ile izah edilebildiği görülür. Dahası var. İlgili,
özelliği yüzünden hazır olmadığı diğer bütün dinamik şekli protesto
edebilir. Bu insanları yargılarken kendilerinde sosyal duyguyu yeter
derecede geliştirmeyi öğrenmeleri yüzünden, anlayışlı olmak zorundayız. Bunu
anlayan kimse aşk probleminin sosyal bir problem olduğunu, eşine karşı az
ilgi gösteren ve insanlık oluşuna katılma duygusunu kendisinde taşımayan
kimse tarafından çözülemeyeceğini anlar. Aşk probleminin çözümüne gerektiği
gibi hazırlanmış kimsenin dinamik şekillerinden ayrı dinamik bir şekil
gösterir. Bütün sapıklarda kelimenin sosyal anlamında eş olmadıklarını
görebiliriz.
Her özel sapma haline uyan daha başka etkiler vardır. Şu veya bu olayın
baskısıyla çocuğun burada karşı cinsle münasebetlerini özel bir şekilde
gerçekleştirecek tarzda dinamik kanun için cinsel sapmalarda, aşın derecede
hassasiyet, sabırsızlık, duygusal kriz eğilimi, hırs gibi nevrozun bütün
karakter özelliklerini buluruz. Onları, özelliklerinin kabul ettirdiği planı
gerçekleştirmeye sevkeden şey, kuvvetli bir ele geçirme ihtiyacıdır. Diğer
bütün şeklin şidetle protesto edilmesinin ve eşlik eden kimsenin bazı
tehlikeler (sadizma ve sadik cinayet) ile karşılaşmasının nedeni budur.
Cinsel Sapmalar 93
Herhangi bir cinsel sapmanın hazırlanma göstermek istiyorum. Bu gözlem, bazı
sapmaların benzer bir hazırlanma ile meydana gelebileceklerini
göstermektedir. Hazırlanmayı yalnız maddî alanda aramamak gerekir. Bu
hazırlanmanın fikirlerle ve rüyalarla gerçekleştirilebileceğini de düşünmek
gerekmektedir. Bu bireysel psikolojinin en güçlü delilidir. Çünkü birçok
yazar sapmanın, bir rüyanın doğasal homoseksüalitenin bir delili olduğuna
inanmaktadırlar. Oysaki biz, rüya mekanizmasıyla ilgili görüşümüze dayanarak
bu homoseksüel rüyanın hazırlanmada yer aldığını, aynı cinse karşı ilgiyi
geliştirdiğini ve öbür cinse karşı ilgi duyulmasını önlediğini gösterdik. Bu
hazırlanmayı, henüz cinsel sapmalıktan söz açılmayacak bir yaşta gözlenen
bir olay ile göstermek istiyorum. Rüyalarda da dinamik kanunun yer
alabileceğini göstermek için iki rüyayı sunuyorum. Bireysel psikoloji yeter
derecede bilindiği zaman her hayat şeklinin hayatın her parçasında
aranılmasında bir sakınca görülmez.
Birinci rüya: "Kendimi gelecek savaş zamanında buluyorum. Bütün erkekler,
hatta, on yaşından büyük bütün erkek çocuklar askere alınmışlardır..."
Bu ilk cümle, ile dikkati, hayat tehlikesi üzerinde yoğun-laşmasıdır.
Başkalarının kabalığı üzerinde toplanan bir çocuğun olduğu sonucuna
ulaşmasına bireysel psikoloji imkan vermektedir.
"... Bir gece uyandığım zaman hastahane yatağında olduğumu ve yatağın
yanında ebeveyinlerimin bulunduğunu gördüm."
"Onlara olup bitenleri sordum. Savaşta olduğumuz cevabım verdiler. Savaşın
benim için tehlikeli olmamasını istiyorlardı ve bu amaçla beni bir kız
yapmak için ameliyat ettirmişlerdi."
Buna bakarak ebeveynlerin onun durumu ile ne kadar ilgilendiklerini
görebiliriz. Bunun anlamı şudur: "Tehlike içinde olduğum zaman ebeveynlerime
koşarım." Bu, şımartılmış bir
çocuğun ifade şeklidir. Bu rüyada cinsel hayat karşısında bir kararsızlık
bulmaktayız. Bu kararsızlık, rüya görenin cinsel rolü hakkındaki inancından
tamamıyla emin olmadığını bize göstermektedir. Birçok kimse burada oniki
yaşındaki bir erkek çocuğun söz konusu olduğunu anladığında hayret
edecektir. Onun bu görüşe nasıl ulaştığını gösterebiliriz. Savaş gibi
problemlerle kendisini karşı karşıya getiren hayat, ona tahammül edilmez
gibi görünmektedir. Bunu protesto etmektedir.
"Kızlar savaşa gitmezler. Askere alınmadığım takdirde bir mermi ile
cinsiyetimi kaybetmek tehlikesiyle karşılaşmam. Çünkü benim diğer erkek
çocuklar gibi böyle bir şeyim yoktur."
Savaşta insan cinsiyetini kaybedebilir. Bu, iğdiş lehinde fazla inandırıcı
olmayan ve hele sosyal duyguya savaşa karşı koyma ifadesini vermeyen bir
delildir.
"Evime döndüm, fakat sanki bir mucizeyle savaş bitmişti. Şu halde ameliyat
gerekmiyordu. Şimdi ne yapacaktım?
Belki de bir kız gibi davranmam gerekmektedir. Belki de savaş olmayacaktır."
Görüldüğü gibi, erkek çocukluk rolünden tamamıyla vazgeçmiyordu. Bunu
dinamik kanununda muhafaza etmek istediği görülmektedir.
"Evde çok kederlendim ve ağladım."
Fazla ağlayan çocuklar şımartılmış çocuklardır.
"Ebeveynlerim ağlamamın nedenini sorduğu zaman şöyle
diyordum: Dişi olmam yüzünden ileride gebe kalarak ıstırap
çekmekten korkuyorum."
Görüldüğü gibi kadın rolü de ona uymuyordu. Bu genç adamın amacının her
türlü sıkıntılı durumdan uzak kalmak olduğunu farzettiğimiz için yanılmadık.
Cinsel sapmalar konusunda, çoğu zaman cinsleri hakkında açık görüşleri
olmayan, hemen başarı kazanmak isteyen ve kişisel üstünlük arzusu duyan
şımarık çocukların cinsel sapma yaşadıklarını anladım. Bu koşullar içinde
çocuğun erkek veya kız olup olmadığını bilmemesi mümkündür. Ne yapmalıdır?
Kız veya erkek olarak, onun için ümit yoktur.
"Ertesi gün toplantımıza gittim. Çünkü bir izcilik organizasyonuna
bağlıyım."
Şimdiden onun orada nasıl hareket edeceğini düşünebiliriz.
"Organizasyonumuzda tek bir genç kız bulunduğunu, erkek çocuklardan
ayrıldığını rüyamda gördüm."
Cinsleri ayırma arzusu.
"Erkek çocuklar beni yanlarına çağırıyorlardı. Kız olduğumu söylüyor ve tek
kıza yaklaşıyordum. Erkek çocuk olmamam bana çok garip geliyordu ve bir kız
olarak nasıl hareket etmem gerektiğini düşünüyordum."
Birden bire kendisine şu soruyu soruyordu: Bir kız olarak nasıl hareket
etmek zorundayım?
Bu bir hazırlıktır. Yalnız, bütün sapmalarda hazırlanmayı, hazırlanmanın,
ahlak kuralının zorla bir yana bırakılması suretiyle, nasıl meydana
geldiğini gözleyen kimse cinsel sapmaların sunî olarak yaratılmış olduğunu
anlayabilir. İnsan bunu kendisi yapmaktadır. Ruhsal dokusu onu bu işe teşvik
etmektedir. Bazen vücut dokusu onu bu işe sürükler ve onun yön
değiştirmesini kolaylaştırır.
"Düşündüğüm sırada bir gürültü beni rahatsız etti: uyandım ve başımı duvara
çarptığımı anladım."
Rüya gören kimsenin çoğu zaman dinamik kanununa uyan bir durumu vardır.
İnsanın başını duvara çarpması olağan bir ifadedir. Davranışı bunu bize
hatırlatıyordu..
"Rüya bende böyle bir izlenim bıraktı..."
"... Daha okulda iken erkek veya kız olup olmadığımı öğrenmekten
çekiniyordum. Teneffüste herşeye rağmen kız olup olmadığımı anlamak için
kabine gidiyordum."
İkinci rüya:
"Rüyamda sınıfın tek kızı ile karşılaştım. Aynı kızı daha önce rüyamda
görmüştüm. Benimle beraber dolaşmak istiyordu. Kendisine yalnız erkek
çocuklarla dolaştığım cevabını verdim. Bu doğru değildi. Onun bunu
göstermesini istedim. Bunun üzerine erkek çocuklar gibi bir cinsiyete sahip
olduğunu bana gösterdi. Bunun nasıl mümkün olduğunu ona sordum. Bana
ameliyat olduğunu anlattı. Kız haline gelmek bir erkek için ne kadar da
kolaydı. Bunun tersi zordu. Çünkü bu durumda kendisine bir şey katmak
gerekmektedir. Kendisine kauçuktan erkek bir cins dikmişti. Ebeveyinlerim
beni uyandırdılar..."
Şimdi erkek çocuğun bu rüyayı kendisine nasıl açıkladığını göreceğiz.
"Savaş haberlerinde cinsel kısımların havaya uçtuğunu okudum. Cinsini
kaybeden kimsenin öldüğünü işittim..."
Burada, çocuğun cinsel organlarına verdiği önem görülmektedir.
Bu konu ile ilgili bütün tartışmaları daha yalın bir temele dayayan bir
düşünceyi ortaya atmakla sözümü bitereceğim. Gerçekten ikili cinse sahip
kimseler vardır. Bunların kız veya erkek olduğunu anlamak gerçekten zordur.
Gerçek olmayan hünsalarda kusurlu bir yapılış görülüş. Bunlar karşı cinsleri
andırırlar. Her insanın, idrarında öteki cinsin hormonları vardır. Aynı
şekilde, her insanda karşı cinsin izleri vardır. Bu bir oluştur. Böyle
olunca, her insanın kendisinde başka benzer bir varlık barındırdığı
düşüncesine ulaşılmaktadır.
Tedaviye gelince, sapıklığın tedavi edilmeyeceği daima söylenmektedir.
Tedavi imkansız değildir. Yalnız zordur. Tedavinin güçlüğü, hayatları
boyunca sapıklık yönünde hazırlanmış, bu davranışa kendisini zorlayan,
daralmış bir dinamik kanunu bulunan insanların söz konusu olmasından meydana
Cinsel Sapmalar 97
gelmektedir. Onlar bu yönü izlemek zorundadır. Çünkü, ilk çocukluklarından
beri vücutlarından ve ruhlarından doğru bir şekilde yararlanma imkanını
kendilerine sağlayacak karşılaşmadan yoksun kaldılar. Doğru yararlanma ancak
üstün bir sosyal duyguya sahip olmak şartıyla mümkün olabilir. Bu da çok
sayıda sapığın iyi olabileceğini göstermektedir.