Hikaye

 

 

Yeni Bir Aşk Yeni Bir Hüsran

Mario Levi


Her şeyin kendine, kendi kaçınılmaz yalnızlığına bir kez daha dönmeye yüz tuttuğu bu zamanda, bu eksiklik duygusuna bağlanan umutların çok ötesinde, hiç istemediğim halde karşı karşıya bırakıldığım, bir şekilde de olsa toparlama, yorumlama, sorgulama, biçimlendirme, kim bilir belki de bitirme zorunluluğunu hissettiğim bu aşk hikayesini yeniden düşünmek, sizlerle paylaşmak, birçok kişiye inandırıcı gelmese de yazmak zorundayım şimdi. Varlığından emin olduğunuz bir dostu, bir olası sevgiliyi uzun, çok uzun bir hikayeye, bir yanıtsızlığı, bir kaçınılmaz yalnızlığı, anlatmakta, tanımlamakta zorlanabileceğiniz bir ölümcül serüveni bile bile çağırmak. Tehlikeli bir tuzak olmalı bu, Anlatıcı’nın çıkmazını bana kalırsa çok iyi anlatabilecek bir tuzak. Ne var ki bir tümceyi birlikte yazmayı, birlikte yazmayı değilse de birlikte solumayı yaşamak için bu kaçınılmaz suç ortaklığının önünde sonunda göze alınması gerekiyor. Bu durumdaysa bir soru, geçmişte yaşadığımız ilişkilere bağlı olarak, çok farklı çağrışımlara yol açabilecek bir soru düşebilir durup dururken yaşantımıza: kimdir aslında yenik düşen böylesi bir aşk ilişkisinde, aşkına bir karşılık bulamayan mı, bu aşka bir kerelik bir ‘seni seviyorum’la bile karşılık veremeyen mi? Yanıtlanması, bir başkasına, bir zorunlu yalnızlığa taşınması kolay olmayan sorulardan biriyle karşı karşıyayızdır bir kez daha. Değişmez bir izlektir bu aslında, bir insana bağlanma nedeninizdir. Bir yerlerde kalırsınız böylesi durumlarda durup dururken, taşımaya zorunlu olduğunuz bu yükün bir hayalde gezginliğinizle özdeş olduğunu ayrımsarsınız. Anlatılamayanların kırgınlığı bir kez daha gelir ardınızdan. Yoluna çıktığınız hayalin yeniden yıkıldığı bir andır bu: bir şiir, bir şarkı ya da iki yabancı sevgilinin gözünüze ansızın çarpan görüntüsü aracılığıyla karşı karşıya bırakıldığınız, geçmişinizi, kendinizi yinelemekten korktuğunuz bir an. Bu şarkıda, bu şiirde ya da bu görüntüde hangi yalanın anlatıldığını artık bilemezsiniz. Ama böylesi anlarda o aldatıcı sevincin, o yalanın içinde olmamak da yepyeni bir yıkıma götürür sizi. Aşklar yalnızca üretilmiş midir öyleyse o hikayelerde, o sevgili, tıpkı bu uzun metinde olduğu gibi, sizi yalnızca gözlemekle yetineceğini, yaşantınıza hiçbir zaman gelemeyeceğini mi söylemek istemektedir? Bir küçük umutla, birçok eski yanılgıyla baş başasınızdır artık, bir buruk sevinç hiç beklemediğiniz bir anda sarar benliğinizi. Böylesi günler için saklanmış bir giysi dolapta sizi beklemektedir. Yaşamak ya da ölmek. İşte o büyülü, o çok eski yarayı, anlamını aramaktan bir türlü vazgeçemediğiniz günlere taşıyan tümce. Yaşamak ya da ölmek, kalmak ya da gitmek evet. Her şeye yeniden başlamaktan başka bir çıkar yolunuz yoktur aslında. Kulağınıza işte tam da o anda, yeni bir aşkın yeni bir hüsran olacağını sizlere anlatan o çok eski şarkı çalınır. Gülümsersiniz. Aşklar ve birliktelikler, yıllar sonra hep aynı yerdeyiz, ama bu oyun mutlaka oynanmalı, dersiniz kendi kendinize. Gülümsersiniz. Çok kişi bilir, birçok eski dost anlar bu gülümsemenizin nedenini. Yeni bir aşk, yeni bir hüsran. Bir buruk sevinç ya da bir sevgiliye hazırlık için yeterli midir aslında bu sözcükler?

 

 

 

 


 


Ana Sayfaya Dönmek İçin Tıklayın 

  www.aymavisi.org  
 


 

 

 

 
 + Büyüt | - Küçült