Hikaye

 

 

Kavaklı’nın Eşekleri

Fakir Baykurt


Kavaklı köyünde Sağır Emin derler bir semerci vardı. Köyün eşeklerine kırk yıldır semer yapardı. Köylüler kendisini çok severdi. Çünkü yaptığı semer iyi dayanıyordu. Hem de eşeklerin sırtında yara bere açmıyor.

Köyde herkes, "Ah, demirciler, dikiciler de böyle sağlam yapsa; verdiğimiz paralar boşa gitmese!" diyor. Ama semerci Sağır Emin gibisini bulamıyorlar.

Günlerden bir gün Emin Usta hastalandı. Zaten iyice kocamıştı. Hani bazı insanlar, "Hastalığın iyisi üç günde öldürür!" der ya; Emin Usta'nın hastalığı da iyi çıktı: Üç gün yatak, dördüncü gün toprak etti kendisini.

Sağır Emin ölünce köylüler yas tuttu. "Bulamayız; böyle gayretli, dürüst semerci bulamayız! Dünyayı kalbura koyup elesek Sağır Emin gibisini bulamayız!" diye ağıt düzdüler.

Onlar böyle ağlarken, Kavaklı köyünün eşekleri de sevinçten hop oturup hop kalktı. Bağların bostanların yolunda, harımda, harman yerinde, anıra anıra yeri göğü inlettiler:

"Tamaaam, tamam! Kurtulduk artık! Sağır Emin öldü! Bundan böyle bize semer yapan bulunmaz!" diyor, bayram ediyorlar. Kavaklı köyünde eşek anırtıları göğe yükseliyor, yedi köy öteden duyuluyor.

Kavaklı köyünde çok çile çekmiş, çok kötü gün görmüş bir Koca Eşek vardı. Eşek dediğin nerde sevinmeli, nerde ağlamalı; bilirdi. Öyle sık sık da konuşmazdı. Bu kez köydeki eşeklerin halini görünce dayanamadı:

"Delilik bu sizinki be uzun kulaklılar! Küçücük sıpalar gibi ne seviniyorsunuz akılsız yaratıklar?" dedi.

Bütün eşekler, bir ağızdan: "Delilik olur mu, semerci Sağır Emin öldü, ona seviniyoruz!" diye anırdılar.

Koca Eşek:

"Demek böyle ha?" diye sordu. "Fakat yanılıyorsunuz! Semerci Emin ölmeye öldü! Ama sanıyor musunuz Kavaklı köylüleri ustasız kalacak? Asla! Hemen gidip bir semerci getirecekler. O zaman ne yapacaksınız?"

Dut yemiş bülbüller gibi sustu eşekler. Koca Eşeğe bir karşılık veremediler.

Koca Eşek:

"Ne sustunuz birden?" dedi. "Şimdi dinleyin beni! Bizim için asıl zorluk şimdi başlıyor. Semerci Emin ben bildim bileli bu köyün semercisiydi. Sırtımıza uygun semer yapıyor, yara bere açılmıyordu. Yarın köylü gider, bir acemiyi bulur getirir. O da bilmez sırtlarımızı. Ucuz yapıp tutunayım diye kötü semerleri vurur sırtımıza, ne halimiz varsa görelim o zaman! Üç günde sırtı yara bere olmadık eşek kalmaz içimizde! Eşekliğin tadı tuzu temelli kaçar. Anladınız mı ne demek Sağır Emin'in ölmesi?"

Kavaklı'nın eşekleri dinledi dinledi:

"Evet Koca Eşek, doğru söylüyorsun!" dediler. Çok tasalandılar. Koyu düşüncelere daldılar.

O gün öyle gitti. Eşeklerin ağzını bıçak açmadı.

Ertesi gün içlerinden biri sordu: "Peki yahu Koca Eşek, iyi söyledin, doğru söyledin; sağol, varol! Ama bunun bir çözümü yok mu? Yani bu dinine yandığım hep böyle mi gidecek? Semercilerden kurtulmanın çaresi yok mu?"

Koca Eşek doğruldu: "Her bunalımın çözümü, her belanın çaresi vardır. Düşünürseniz kendiniz de bulursunuz. Ama ben söyleyim: Semerden, semercilerden kurtulmanın çaresi, her şeyden önce, eşeklikten kurtulmaktır!" dedi.

 

 

 

 

 


 


Ana Sayfaya Dönmek İçin Tıklayın 

  www.aymavisi.org  
 

 

 

 

 
 + Büyüt | - Küçült