“Bu karar her şeyden önce çok çok üzüntü verici. Yani Ankara’da büyükelçinin böyle bir kararı alarak uygulamaya sokması üzüntü verici.
Dışişleri Bakanlığımız yetkilileri konuyla ilgili bunu duydukları anda gerekli girişimlerde bulunmak suretiyle muhataplarını aramışlardır.
Tabii bakanımız bana bu konuyu ilettiği anda da kendilerine ben sadece şunu söyledim:
‘Türkiye bir hukuk devletidir. Her şeyden önce biz bir kabile değiliz. Bir kabile devleti de değiliz. Onların açıkladığı metin neyse mütekabiliyet esasına dayalı olarak o metnin karşı metnini aynen bizim de Amerika’da yine büyükelçimiz anında açıklasın.’
Süreç bundan ibarettir.”
***
İnsanlık tarihi kabaca dört aşamaya ayrılır:
1) Toplayıcı/Avcı dönem: İnanç
totemizmdir. Yaşam göçebeliktir. Örgütlenme biçimi kabile/aşirettir.
Savaşlar kabile/aşiret adına, günlük yaşamın gereksinmelerini karşılamak
için yapılır. Yönetici, kabilenin/aşiretin reisidir, yanında
büyücü/şaman vardır. Hukuk ve adalet, reisin iki dudağı arasındadır.
2) Tarım dönemi: İnanç, Tek Tanrılı
dinlerdir. Yaşam yerleşiktir. Toprak ağaları ve köle köylüler
oluşmuştur. Örgütlenme biçimi, krallık, sultanlık, imparatorluk, şahlık,
padişahlıktır. Savaşlar toprak için, din (Allah) adına yapılır. Yönetici
kral, imparator, şah, padişahtır. Yanında haham, papaz, rahip, imam,
molla vardır. Dinden kaynaklanan hukuk ve adalet, kral, imparator, şah
ve padişahın emrindedir; yöneticinin yanındaki din adamları ona yardımcı
olur.
3) Kentsel/Endüstriyel
dönem: İnanç Tek Tanrılı Dinlerin üzerine gelen
Milliyetçiliktir. Sermaye ve işçi sınıfları oluşmuştur. Örgütlenme
biçimi, ulusal devlet/ demokrasidir. Savaşlar ham madde ve pazar için,
milliyetçilik (ve din) adına yapılır. Yönetici, seçilmiş başkan/
başbakandır. Hukuk ve adalet, yöneticiden ve din adamlarından
bağımsızlaşmıştır.
4) Bilişim dönemi: İnanç, din,
milliyet ve sınıflar üzerine gelen, bütün kimlikleri eşit gören Temel
İnsan Hak ve Özgürlükleri ve Demokrasi ideolojisidir. Savaşlar enerji ve
ekonomik/stratejik üstünlük için (sözde) demokrasi adına yapılır.
Yönetici, seçilmiş başkan/başbakandır. Hukuk ve adalet, evrensel insan
hakları ve özgürlükleri ekseninde, yönetimden ve dinden
bağımsızlaşmıştır.
***
ABD’nin vize sınırlaması kararının, buradaki
büyükelçinin değil, Dışişleri (Devlet) Bakanlığı’nın bir başka deyişle,
Trump Yönetiminin, bir kararı olduğu açık...
Bizim bir kabile olmadığımız ve Türkiye
Cumhuriyeti’nin de bir kabile devleti olmadığı, olmaması gerektiği de
öyle!
Biz bir kabile olsaydık, Türkiye Cumhuriyeti bir
kabile devleti olsaydı:
Hukuk ve yargı bağımsız olmayacak...
Adalet mekanizması evrensel insan hakları ve
özgürlükleri ekseninde işlemeyecek...
Savcılar ve yargıçlar reisin emriyle karar
verecek...
İnsanların kaderleri, reisin iki dudağı arasında
olacaktı!