Bu kaçıncı şehit haberidir.
Kaç kez daha yüreklerimiz acı haberlerle dağlanacak?
Dünyanın en büyük orduları arasında olan ordumuzda neler oluyor?
Şu kadar terörist öldürüldü, bu kadar yer bombalandı diyorlar da biz neden görmüyoruz?
Bombalanan yerler ve PKK cesetleri neden gösterilmez de her gün şehit cenazelerini görürüz?
Mevcut hükümet neden sansür uyguluyor?
Bunların gösterilmemesi ile halka korku vermek, sindirmek veya terör örgütünün başarılı olduğunun propagandasını yapmak için midir?
Hani ordumuz çok modern silah ve donanıma sahipti?
Allah’ın düttür ettiği kayalık ormanlık dağ başlarındaki şu karakollarımızın ilkel hallerine bakınız.
Ankara’nın göbeğinde saray yapılacağına önce bu karakollar adam gibi yapılmalıydı.
Jeneratörleri var mı?
Uydu sistemleri var mı?
(Malum uydu görüntüleri ile yerde yürüyen adamın saçına kadar görülüyor.)
Karakolların içinde mini hastaneler var mı?
Mayınları tarayacak, tespit edecek bir cihaz yok mudur?
En önemlisi bu silahları ve bombaları nereden tedarik ediyorlar?
Barzani denilen adamın Türkiye’deki mallarına, şirketlerine neden el konulmuyor?
Bu ülkenin istihbaratı veya MİT’i adı her neyse asker tarafından neden yapılmıyor da Öcalan denilen katille görüşen ve arasının iyi olduğu bilinen Hakan Fidan’a bırakılıyor.
MİT sadece Erdoğan için mi varlığını sürdürüyor?
Sorulacak o kadar çok soru var ki, kendi kendime sormaktan bıktım artık.
Aklımdan geçenleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bana göre TSK İçişleri Bakanlığından ayrılmalı en azından savaş halinde iken özgür bırakılmalıdır.
Askeriyeden gelmeyen savunma ve içişleri bakanlığını yürüten kişilerin TSK üzerindeki baskıları,
Atamalara kadar karışmaları yanlıştır.
Türkiye tek partinin, tek adamın elinde yönetiliyorsa bugünkü ortamı her zaman yaşayabilir.
Düşünebiliyor musunuz, Adalet Bakanlığı, İçişleri ve Savunma Bakanlığı Atatürk karşıtı bir iktidarın eline geçmiş ne yargı bağımsızlığı kalmış ne de asker…
Bu sadece AKP için değildir ondan sonra gelebilecek, tek başına çoğunluğu elinde olan rejim karşıtı her iktidar için geçerlidir.
Binaenaleyh Anayasa yapıcıların yasayı hazırlarlarken düşünemedikleri önemli konu budur.
Bunun adı demokrasi olamaz.
Bunlar yetmezmiş gibi “İç Güvenlik “ denilen paketle Jandarma teşkilatı da İçişleri Bakanlığına bağlandı.
General seviyesi haricindeki jandarma komutanlarının atamalarını da valiler yapacak.
***
Bugün gelen şehit haberleri yine kahretti bizleri.
Iğdır'dan Nahcivan'a açılan Dilucu Sınır Kapısı'nda görev yapan polisleri götüren servis minibüsüne PKK'lılar yaklaşık bir tonluk bombayı infilak ettirerek havaya uçurmuşlar.
Ve 14 şehidimiz var.
Tunceli’de kızının yanında polisimizi şehit ediyorlar.
Of! Resmen içim karardı artık.
Müsekkin içmeye başladım doktorumun tavsiyesi ile.
(TSK ve ulusumuzun başı sağolsun ve geride kalanlara Allah sabırlar versin.)
Bizler her birimiz güvenle evlerimizdeyken veya iş yerlerimizdeyken şu anda neler oluyor bölgede haberimiz yok.
Tüm bu olanlardan AKP mesuldür.
Vebal onlarındır.
Böyle diyorum ama muhalefet bu günlere gelene kadar neden engelleyemedi diye de soruyorum.
Acılarımızla, hırslarımızla boğuşurken devletin başındaki başkomutan televizyonlardan alay eder gibi 400 milletvekilinden bahsediyor halen.
Gel de çıldırma…
Yahu el insaf ya, hiç mi vicdan yok?
Ne işler açtın başımıza…
Şimdi diyor ki çözüm sürecinde silahlanmışlar meğer(!)
Güleyim mi, ağlayayım mı bilemiyorum.
Neredeydi sizin valileriniz?
Neredeydi istihbaratınız?
Merak ettiğim bir şey daha var.
Askerlerimiz, şehitlerimiz arasında AKP li ailelerin bir çocukları, yakınları yok mudur acaba?
Canları hiç yanmamış mıdır?
Bu nasıl bir topluluk, bu nasıl insanlıktır ki körü körüne biat ediyorlar.
Bunca şehit haberleri hiç mi ilgilendirmiyor onları?
Meclis halen kapalı, böyle şey dünyada nerede görüldü acaba?
Dağlarca’daki katliamdan saatler sonra kamunun haberi oluyor ve genelkurmay bir gün sonra duyuru yapıyor.
Şehitlerin daha çok olduğu sanılıyor ve saklanıyor sanki.
***
Bir başbakan var evlere şenlik saat üçte olan katliamı duymuyor, bilmiyor ve maça gidiyor.
Oysa bir başka ülkede olsa hemen istifa edilir.
Aslında bu düşük hükümet toptan istifa etmelidir.
Senelerdir seçim öncesi CHP ye çağrı yapıyorum.
Vatan Partisi, He-Par-DSP ve diğer aynı çizgide olan partilerle birleşerek seçime girelim.
Ekmeleddin için MHP ile birliktelik yaptık ta vatan bu durumdayken neden diğer partilerle birleşilmiyor?
Birleşme bir vatan görevidir. Vakit kaybetmeden güç olmak gerek…
Yoksa iş işten geçecek.
Bu arada hem Kürt kardeşlerime hem de Türk kardeşlerime, tüm ulusuma sesleniyorum.
Sakin olalım.
Sağduyulu olalım.
HDP bürolarını kırıp dökmeyelim, bize faydası olmaz.
Bir iç savaş yaşamayalım.
Hainlerin istedikleri bu zaten…
El ele verelim PKK ve onu besleyenlerle birlikte mücadele edelim.
Askerimize, ordumuza ve birbirimize güvenelim.