Bi de böyle deneyelim...
* * *
Kapı her çalındığında,“bu defa nerden, acaba hangi
mahkemeden” duygusunu bize yaşatıp hayatımıza renk, heyecan katanlara...
Mail’le mesajla telle her gün ölmüş anamızı sorup o şahane kadını bize sık
sık hatırlatanlara...
* * *
Bu Tff’yi, Tbf’yi ve bu başkanları seçtirterek ,”ne
kadar başarısız olsanız, hiç bişey’de bişey olamasanız bile, Tc’de rüyanızda
bile göremeyeceğiniz, hayal bile edemeyeceğiniz yerlere gelebilirsiniz”
mesajı verenlere...
Genel kurulları her Ab ülkesinde olan sıradan seçiM’li sistemden kurtarıp
sadece bize özel seçiN’li sisteme geçirenlere...
Uzuuuun uzun kimi seçelim diye bizi düşünmek zorunda bırakmayanlara...
* * *
Yanaşma’cılığa tavan yaptırtarak gastecisini
tivicisini, artiz-şarkıcı-türkücü kısmısını ,sanatçısını, iş adamını
madamını, kısaca milletini devletine, siyasetçisine sımsıkı yanaştırtarak
yapış yapış bi bütün olmamızı sağlayanlara...
Son 12 eylül’de sokakları polisle doldurarak 30 küsur sene önceki 12 eylül’ü
bize hatırlatanlara...
Bize unutulmaz bi nostalji yaşatanlara...
* * *
Hint’li bro’lar Mars’a...
5 kuruşu olmayan Yunan’lı bro’lar Rio’ ya giderken...
Taksim’e, Beyoğlu’na gezi’nmeye gittiğimizde bizi Toma’ları ile
serinletenlere...
Susuz bırakmayanlara...
Bi aralar yüce Türk milleti olan bize çapulcu diyip, en büyük okulun hayat
okulu olduğunu gösterenlere...
2020’yi Taksim’de gezi’nen vatan hainleri yüzünden alamadık diyip bizim gibi
çapulcu kısmını adam yerine koyup, kendimizi çoooook önemli ve değerli
hissetmemize sebep olanlara...
Bu kadar önemli bi olayda rolümüzü açık açık hiç kompleks yapmadan belirtip
bizi onurlandıran, gururlandıranlara...
Bu vatan’ın onların olduğunu bi sürü şekilde anlatmanın yolu varken, bu
kadar hoş ve zarif anlatmanın mümkün olabileceğini de bize gösterenlere...
Bizi ev’dekiler, sokak’takiler diye bölüp, evde oturanı kucaklayıp,
gezi’neni yok sayıp, milletin evinde oturmasını teşvik edip parasının
cebinde kalmasını sağlayanlara...
* * *
Euro 2020 için kendimizi tanıtmaya cep’lerde Kanuni’nin
annesini iyileştiren mesir macunu’yla gidp, Ankara’ya şirin gözüküp,Osmanlı
viagrası‘nı tanıtanlara...
Dopingçi’yi, Rabia’cıyı bile milli takımlara kaptan yapanlara...
Milletine küfür eden ırkçı sporcuyu bile elinde bayrakla milli kafilenin en
önünde yürütüp, baş tacı edip...
Doping yaşını 16’ya indirip...
40 pınar’a bile doping sokup...
Ne kadar hoşgörülü olabileceğimizi tüm gavur lobi’lerine bi daha
gösterenlere...
* * *
Futbola her yıl 400 milyon dolar verip, ligleri oynatan
yayın’layan özet’leyen yorum’layan, bize iş bırakmayan, sadece angus gibi
seyret yeter diyen, bizim için çalışıp, uğraşıp, bu kadar iş güç arasında bi
de milli takıma hoca arayıp bulmak için o çok değerli vaktini harcayan
devlet büyüklerimize...
Penguen gibi şirin bi hayvanı hayatımıza tekrar sokan, top medyasına, eski
futbolculardan oluşan ahbap çavuş medyasına, tivi’lerine...
Tv’sinde haberleri kaldırarak, bizi sıkıcı, sinir bozucu haberler duymaktan
kurtaran sevgili Acun’a...
3 temmuz sürecindeki her gizli buluşmada olan ama ne olup bittiğini hiç
anlatmayan bizi bu kadar sorun problem arasında bi de kafaımızı bu konularla
meşgul etmemek için çok uğraşan ve çok yorulan sevgili Rıdvan’a...
Sahaya tribüne Rabia’cı mabiacı, 1453’cü, 1071’ci arkadaşların ve iktidar
yandaşı her siyasi şeyin elini kolunu sallayrak girmesini sağlayıp, noluyor
diyene de çapulcu, gavat, hain main diyenlere...
Yazmayan yazarları, konuşmayan yorumcuları el üstünde tutup, iş bulup, arka
çıkıp, yeni ve risksiz bi meslek grubu yaratanlara...
O, 3 gökdelenin önüne şehrin ana cami 6 minareli Sultan Ahmet’i koyarak, o
silueti biraz olsun kurtaranlara...
Benzin’in 5, motorin’in 4 buçuk, euro’nun 3, dolar’ın 2 olmasında en büyük
payın orda burda gezi’nenler olduğunu söyleyerek bizleri bi kere daha “vay
be biz neymişiz abi” kıvamına getirenlere...
Çocuk 3, rabia 4, kutu 4,5 diyip bize başarıya giden yolu çok net
gösterenlere...
Vatandaşı 3,5 durumuna sokarak hayatlarına adrenalin pompalayanlara...
Ve bütün bunları halkının iyiliği, mutluluğu için yapan gece gündüz bizi
aklından çıkarmayan sevgilisayın büyüklerimize...
* * *
3 çocuk diyip bu kadar iş güç arasında çocuk sevgisini
aşılayacak kadar duyarlı olanlara...
Elalem hep beraber 2014’e girmişken bizi 1453’e 1071’e sokup...
Farklı olduğumuzu sıra’dan sürü’den olmadığımızı bize bi kere daha
hissettirenlere...
Fiba’ya 1 milyon rüşvet verip,wild card’ı alıp, bu dünyada rüşvet
veremiyeceğimiz kimsenin olmadığını bize gösteren Trgy Dmrl’ e...
Bu tarihi rüşvet’i verirken onun arkasında duranlara...
Ona yol verenlere...
Her ülkenin alt tarafı 1 devlet’i varken 2 devlet’imiz olmasını
sağlayanlara...
İnterneti sansürleyen yasa’yla ilgili gelişmeleri twitter’da anlatarak,
istemeden de olsa internetin önemini, bu yasanın ne kadar saçma olduğunu çok
zarif ve ironik bi şekilde gösteren cumhurbaşkanımıza...
Bizi milletçe bi alamete bindirip nereye gittiğimizi söylemeyip, hayatımıza
muazzam bi bilinmezlik müthiş bi heyecan katan devlet büyüklerimize...
Teşekkürler.
* * *
İyi ki varsınız.
Allah’a emanet olun.
Nokta.