Sivil Darbe
Emre Kongar
Darbe, siyasal anlamda, iktidara zorla el koymak veya siyasal rejimi zorla
değiştirmek anlamına gelir.
Ordu tarafından yapılırsa askeri darbe olur:
Genellikle silah gücüne dayanır.
Sivil kökenli bir siyasal hareket veya bir siyasal parti tarafından
yapılırsa sivil darbe olur:
Genellikle bir meclis veya bir halk gücüne dayandırılır.
Her başarılı darbe, kendi hukukunu ve dolayısıyla kendi meşruiyetini kendi
oluşturur.
Her başarısız darbe (girişimi), yıkmaya çalıştığı düzen tarafından gayri
meşru ilan edilir ve cezalandırılır.
* * *
Demokrasilerde bir iktidarın meşruiyeti üç temel kaynağa dayanır:
Belli aralıklarla uygulanan "serbest ve genel seçim", yani "sandık".
Laiklik ekseninde örgütlenmiş olan temel hak ve özgürlüklere dayalı olarak
işleyen muhalefet.
Bunları güvenceye alan bir Anayasa.
Askeri darbeler, genellikle "seçilmiş" yani "serbest seçime" "sandığa"
dayalı iktidarlara karşı yapılır.
Sivil darbeler ise, genellikle seçilmiş siyasal iktidarlar veya iktidar
ortakları tarafından "Anayasa" ile güvenceye alınmış olan "laiklik ekseninde
örgütlenmiş olan temel hak ve özgürlüklere", "muhalefet hakkına" yani
"demokratik rejime" karşı yapılır.
Tabii askeri darbelerin yapılması kısa sürede (genellikle sabaha karşı, bir
gecede), sivil darbelerin uygulanması ise (önce seçimle başlayan, sonra
rejimin yozlaştırılmasını sağlayan birkaç yıl gibi) uzun bir süreçte
gerçekleşir; bu nedenle sivil darbelerin hem uygulanması hem de toplum
tarafından algılanması zaman alır.
* * *
Dünyadaki en güzel askeri darbe örnekleri, ABD güdümündeki Latin Amerika
uygulamalarında ve ne yazık ki ülkemizde görülür.
Tarihteki en güzel sivil darbe örneği ise, oyların üçte birini alarak
iktidara gelen ve sonra zaman içinde Faşist darbeyi gerçekleştiren
Hitler'inkidir.
* * *
Yukarıdaki tanımlar, kurallar ve örnekler herkesin bildiği basit gerçekler.
Türkiye'de "darbe" denilince akla hemen askeri darbeler gelir.
Oysa ne yazık ki Türkiye, sivil darbe örneğini de yaşamış, hatta
siyasetindeki "darbeler dönemini" bu örnekle başlatmış bir ülkedir.
Sivil darbeyi, Tek Parti Dönemi'nin bitmesi ile 1950 yılında seçimle
iktidara gelmiş olan Demokrat Parti, 1960 yılında yapmıştır:
İktidarda kaldığı on yıl boyunca bütün temel demokratik hak ve özgürlükleri
zedelemiştir.
En sonunda, 1960 yılının Nisan ayında, Meclis'ten geçirdiği bir yasayla, 15
DP milletvekilinden, yani kendi partisindeki politikacılardan oluşan bir
Tahkikat Komisyonu kurmuştur.
Bu komisyona, temyiz edilemez bir biçimde kullanılacak olan askeri ve sivil
mahkeme yargıçlarının ve savcılarının yetkilerini vermiş, Ana Muhalefet
Partisi CHP'yi bu "sözde mahkemede" yargılayıp kapatmaya kalkmış, böylece
muhalefet hakkını yok ederek Demokratik rejimi ve tabii Anayasayı da rafa
kaldırmıştır.
Türkiye'de "Darbeler Dönemi" böyle başlamıştır.
Önce, meşruiyetini kaybetmiş olan sivil darbeci Demokrat Parti iktidarı, 27
Mayıs'ta bir askeri darbe ile iktidardan uzaklaştırılmıştır.
Bu askeri darbe sonrası yapılan 1961 Anayasası ise, ABD'nin ve Türkiye'deki
egemen Soğuk Savaş güçlerinin hoşuna gitmediğinden, 1971 ve 1980 askeri
darbeleri ile ortadan kaldırılmıştır.
Türkiye'de siyaset hâlâ, Demokrat Parti'nin bu "sivil darbe örneğinin" ve bu
örneğin başlattığı "darbeler döneminin" sancılarını çekmektedir.