Mantık, Her Eve Lazım
Mine Söğüt
Birinizin sosyalist, birinizin kapitalist, birinizin anarşist, birinizin
Atatürkçü, birinizin Troçkist, birinizin Marksist, birinizin nihilist,
birinizin inançlı, birinizin ateist, birinizin eşcinsel, birinizin
aseksüel, birinizin...
Birinizin “herhangi bir şey” olmanız için
yaşadığınız topraklarda öncelikli olarak laik ve demokrat bir hukuk
sisteminin en sağlam şekilde inşa edilmesi gerekir.
Ki siz sonra o sistemde kendi fikir ve
tercihlerinizle var olabilmek için yapılmasını istediğiniz değişiklikler
adına söz söyleyebilecek, eylem yapabilecek, meseleyi tartışabilecek bir
alan açabilin kendinize.
O yüzden gerçekten demokrat, özgürlükçü, devrimci
vs. olan biri laikliğe ve evrensel hukuka savaş ilan edemez.
Dini referanslarla iktidara talip olan politikaların
önünü “demokrasi” adına açamaz.
Hukuku göz göre göre ezip geçen iktidarların kasıtlı
davalarını, kasıtlı yargılamalarını, kasıtlı kararlarını “hukuk”
sayamaz.
Açarsa, sayarsa...
Bugün bu ülkede olanlar olur.
Oysa, bugün bu ülkede olanlar hiçbir zaman ve hiçbir
yerde olmasın, olamasın diye insanlığın elinde kapı gibi bir mantık
vardır.
Mantık her şeyi insana tane tane anlatır.
Mantık gereği, rasyonel düşünce dogmatik düşünceyi
kapsar ama dogmatik düşünce rasyonel düşünceyi kapsamaz.
Bu ne demektir?
Rasyonel düşüncenin iktidarında kapsanan dogmatik
düşünce, kendisini her koşulda ifade edebilir.
Ama dogmatik düşüncenin iktidarında, rasyonel
düşünce kendisini asla ifade edemez.
Siz demokrasi adına, mantıken, dogmatik düşüncenin
iktidar talebini rasyonelleştirebilirsiniz ve böylece yine mantıken,
rasyonel düşüncenin katledilme ruhsatını dogmatik iktidara ellerinizle
verebilirsiniz.
(Ki bunu zaten yaptınız.)
Sonra dogmatik düşüncenin iktidarında neden
demokrasi yok, adalet yok, özgürlük yok diye çırpınabilirsiniz.
(Ki bunu da halihazırda yapmaktasınız.)
Şimdi dönüp bir bakın temelde hangi noktada fena
halde yanılmaktasınız?
Dogmatizm sorgulamadan düşünmeden kabul etmeyi
emreder; rasyonalizm sorgulayarak düşünmeyi şart koşar.
İster koyu bir inançlı olun, ister Kemalist, ister
liberal, ister sosyalist... her ne olursanız olun...
Ne olduğunuz değil, olduğunuz halinizle meselelere
nereden baktığınız önemlidir. Açınız rasyonel mi, dogmatik mi?
Rasyonellik size devamlı seçenekler sunar, her şeyi
her koşulda yeniden değerlendirmek ve iradenizi, aklınızı, bilginizi
kullanarak doğru bir etik tarif etmenizi şart koşar.
Dogmatikseniz bunların hiçbiriyle uğraşmanız
gerekmez.
Meseleye bodoslama dalarsınız, olurlarınız
olmazlarınız şartlara bağlı değildir, ak hep aktır, kara hep kara, temel
prensipler, hak hukuk falan safsata...
Eser gürlersiniz o dogmatik aklınız ve
saldırganlığınızla.
İster evde, ister işte, ister sokakta, ister
Meclis’te...
Rasyonellerin işi zordur, dogmatiklerin kolay.
Faşizmin her türü o yüzden dogmatik kafaları hemen
etrafına toplar.
Yani neymiş?
Aklınızı kullanıp, aynı siyasi görüşten olmadığınız
halde birilerinin tutukluluklarına itiraz edebilirsiniz. Onların
özelinde, adaletten uzak bir yargı sistemini eleştirebilirsiniz. Bu sizi
vatan haini yapmaz.
Bazı meslektaşlarınızın temsil ettiği basın ahlakına
itiraz edebilirsiniz. Bu da sizi Atatürk düşmanı, cumhuriyet haini
yapmaz.
Sadece ama sadece rasyonel yapar.
Ha bu arada...
Rasyonalizmin öz Türkçesi usçuluktur.
Dogmatizmin öz Türkçesi inakçılık.
Ama siz dogmatizme isterseniz kabaca bağnazlık deyip
de geçebilirsiniz.
Ve o geçtiğiniz yerde inanın hem siz iyileşirsiniz,
hem de dünyayı iyileştirirsiniz.