Bugün bu yazı yazılabiliyorsa...
Bu yazının yayımlandığı gazete çıkabiliyorsa...
Siz bu yazıyı okuyabiliyorsanız...
Basın savcısı bu yazıda suç unsuru arayabiliyorsa...
Mahkeme yargıcı önüne gelen medya zanlısını yargılayabiliyorsa...
***
Bugün bizi yönetenleri, eksik ve çarpık, yeterince adil ve şeffaf olmayan
yöntemlerle bile olsa, seçebiliyorsak...
Bugün bizi yönetenler, meşruiyetlerinin temeli olarak “Milli
İrade” kavramını (saptırarak, sadece çoğunluk iradesi anlamında da olsa)
kullanabiliyorsa...
Türkiye Büyük Millet Meclis’i yasa yapabiliyorsa...
Dini ve milli kimliklerimiz korunabiliyorsa...
***
İstanbul Türkiye’nin incisi ise...
Yağmalaya yağmalaya bitiremediğimiz doğası ile yaşamımızın güzelliklerinden
biriyse...
Çekilmez trafiğine, nefes alınmaz betonlaşmasına, içinde yaşayanların
tahammülfersa kalabalığına ve kabalığına karşın hâlâ “bizim” bir kentimiz
ise...
İzmir farklı ve güzel kimliği ile övündüğümüz, güvendiğimiz, beğendiğimiz
bir kentimiz ise...
***
Özgürlükler için, Laiklik için, Demokrasi için mücadele edebiliyorsak...
Korumaya çalıştığımız bir ülkemiz varsa...
Korumaya ve sürdürmeye çalıştığımız, laik ve demokratik, her ırktan ve
inançtan insanın birlikte barış içinde yaşadığı, bütün milliyetleri, din ve
mezhepleri kucaklayan bir hayat tarzımız varsa...
***
Meclis, cumhurbaşkanı, başbakan, içişleri bakanı, vali, kaymakam, hangi bayramın kutlanıp kutlanmayacağına, kutlanacaksa nasıl kutlanacağına karar verebiliyorsa...
***
Bütün bunları, ve OTURDUĞUMUZ KOLTUKLARI, 1946’da Çok Partili Düzen’e
geçen ve 1950’de ELİNDEKİ iktidarı muhalefete teslim ederek dünyada eşi
görülmemiş bir örnek yaratan İsmet İnönü’ye...
Çok Partili Düzen’i, 1923’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu
Cumhuriyet’e...
Cumhuriyet’i, 1923’te yapılan Lozan Antlaşması’na...
Lozan Antlaşması’nı da, 30 Ağustos 1922’de kazanılan Büyük Zafer’e,
Dumlupınar Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ne borçluyuz...
BORÇLUSUNUZ!
***
30 Ağustos Zafer Bayramınızı kutlar...
Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, siyasal dehasının ikizi olan
askeri dehasını...
Ve bu askeri zaferin tarihsel ve siyasal anlamını...
Bir kez daha anımsatırım!