Galatasaray’ın Durumu Türkiye’nin Bağlı Olduğu Pamuk
İpliğidir
Behiç Kılıç
Tribün ahalisi “Sultan”a isyan edince ne oldu!?.
Sultan gazaba geldi..
Ahaliye değneği salladı..
“De hadi defolun zibidiler, oturduğunuz koltuk, bastığınız taş benim..
Yallah yallah!..”
Galatasaray ahalisi neden, ya Padişahın eteğine diz çökmek, ya da mahalle
arsasına gitmek zorunda..
Buna Türkçede “el burnu ile gerdeğe girmek!!” denir..
Fenerbahçe Başkanı işbilir uyanık, neden manzarayı o korkutucu tebessümü ile
seyrediyor!..
Aykut gibi muazzam bir filozofla (!) mazoşizmin sonsuz mutluluğunu (!!) hem
kendisi hem de taraftara yaşatıyor ama, kimse ona “Hadi yallah gazla bu
stattan” diyemez bunu biliyor…
Mal Fenerbahçe’nin!..
29 Ekim’in ne bayramı olduğunu bilemeyen (Star haber Uğur Dündar versiyonu
anket) ahali Ali Sami Yen’in GS malı olduğuna emindi ve karşılığında
“Aslantepe’yi” almışlardı, öyle biliyorlardı..
Halbuki, “Aslantepe” GS için gerdeğe girebilsin diye süslenip emanetine
verilmiş (Malum şu sıra kabızlık (!) çekiyorlar) elâlemin burnuydu (!!)
Ne bilsin gariban damat tarafı, damadı kaldırabilmek için gaza basınca,
“emanetin” asıl sahibi, “malın” fazla yüklenmeden hasar görmemesi için
devreye girmek zorunda kaldı..
“Babanın malı gibi oynama, bozarsın!!”
Düğünün heyecanı ile uyarı anlaşılamayınca da, “kapı” gösterildi!..
Cim bom ahalisinin hayal kırıklığı büyüktür çünkü arz ettiğim gibi “emaneti”
has malları zannedip, tam bağımsız, gerçekten demokratik olduklarına
inanıyorlardı!..
Tıpkı biz saf ahali gibi..
Nasıl vatanımızın tam bağımsız ve gerçekten demokratik olduğuna inanıp,
yöneticilerin bu çerçevede siyaset sağlamalarını istediğimiz gibi..
Hani, arada bir “Kahrolsun ABD, bu AB emperyalist valla!!” diye ayaklanıp
isyan ediyoruz ya..
İşte “GS tribününün yuhalama” misali bir eylemdir yaptığımız!..
Bu yüzden biraz başımızı kaldırsak, başımıza olmadık işler gelir, faizler
artar, para sıkıntısı, mal sıkıntısı, geçim sıkıntısı katlar, yetmez
bombalar sokaklarda patlar, PKK’sı Hizbullah’ı canımıza okumaya başlar..
Çünkü, bizim ve bağımsız zannettiğimiz vatan tribünü alabildiğine
ipoteklidir…
Hepimizin burnu (!), ucundan kenarından kırpılarak tırtıklanarak emanet
edilen, emanet takılan burunlardan ibarettir, özgün değildir.. İnişine
kalkışına, başımızdaki sultanları atayan büyük büyük
im(İmtiyaz)para(para)tor(torpil)lar karar verirler..
Öyle tribünde (Türkiye’de) oturup kafana göre maraza çıkaramazsın,
Galatasaray’da hak iddia edemezsin!.. Edersen kapıyı gösterirler!..
Bankaların yabancıda, arazilerin yabancıda, çarşı pazarın yabancıda, medyan
matbuatın yabancıda, yer altı kaynakların yabancıda, üniversitelerin
yabancıda..
Tribüne çıkıp posta koyacaksın haa!..
Sevgili Başbakanımız, nereden öğrendi, Galatasaraylılara koyduğu postadaki
üslubu?!
ABD-AB kendisine nasıl yaklaşıyorsa, en ufak babalanmasında..
O da Galatasaraylılara aynı üslubu kullandı!..
Ne de olsa çağdaşlaştık, ileri demokrasi üslubunu kavradık!..
Komşularla “sıfır sorun” aslolan bu.. O halde, kapanacaksın eteklere,
kapacaksın stadı, el şeyi ile gerdeğin tadını çıkaracaksın..
O stadı Tayyip niye yaptı?