“İngilizleri bekliyoruz. Türkler kendi güçleriyle adam olmaz. İngilizler
elimizden tutarak bizi kurtaracak.” (Refi Cevat (Ulunay), 21 Nisan 1919,
Alemdar)
“Bizde memleketi yönetecek yeteri kadar adam yok. Milletler Cemiyeti’nin
keyfiliği altında geçici bir Amerikan velayeti tayin olunmalıdır. Amerika
kabul etmezse İngiltere’ye veya başka bir memlekete manda teklif
edilmelidir. ( Rauf Ahmet, 4 Haziran 1919, İstiklal)
“Anadolu Türk’ü, Anadolu’da Türklük namına yapıldığını bildiğimiz
hareketlere külliyen ilgisizdir. Ne kadar bön, saf olursa olsun, akıl ve
fikre sahiptir. O dalaverelerin gerçeğini çabuk keşfeder.” (Ali Kemal, 18
Ağustos 1919, Peyam)
“Amerika değil İngiltere; İngiltere bizim elimizden tutmalı. ‘Bağımsızlık’
diye bağıranlar kötü niyetlidir.” (Refi Cevat, 31 Ağustos 1919, Alemdar)
“Bizi ecnebilere yardakçılık, millete ihanetle suçluyorlar. Yabancıların
yardakçıya ihtiyaçları yok; millete ihanet edenler Anadolu’yu baştan aşağıya
vuranlar, Anadolu’yu soyup soğana döndürenleri alkışlayanlar mı, yoksa hiç
tehditten korkmayarak Allah hesabına bu gerçekleri mertçe söyleyenler
midir?”
(Ali Kemal, 15 Kasım 1919, Peyam)
“İttihat ve Terakki milli birliği istismar ediyor. Mesela İzmir işgali
karşısında kemal-i sükûn ve itidal ile davranmak lazımdı, kargaşalığa
boğdular.” (Ali Kemal, 19 Kasım 1919, Peyam)
“Hâlâ kırmakla, dökmekle, vurmakla bu devleti kurtarabileceğini sanan
yontulmamış kafalar var. Bu zırt topuzların kafasına hakikati sokmak mümkün
değil.” (Ali Kemal, 14 Aralık 1919, Peyam)
“Ankaralı hoppaların derdiyle yine fırsatı kaçırdık; bu idrakte, bu irfanda,
bu kıratta adamlar bir hükümeti değil, ufak bir aşireti bile idare
edemezler.” (Ali Kemal, 13 Şubat 1920, Peyam-ı Sabah)
“Azimli bir hükümet temiz bir elle Kuvay-ı Milliye adı altında sığınan bu
haydutların kafasına neden bir yumruk indirmiyor.” (Refi Cevat, 16 Mart
1920, Alemdar)
“Anadolu Türkleri, şeriat hükmüne, padişah fermanına dayanarak bu
şaklabanlara hadlerini yakında bildirecektir Ankara ile uzlaşmak boşuna
emektir. Konyalılar (Ankara Hükümeti’ne karşı) ayaklanarak bize en kestirme
yolu gösterdi.” (Ali Kemal, 13 Nisan 1920, Peyam-ı Sabah)
“Anadolu harekatını tutan, destekleyen zehirli mahlukların kafaları hemen
ezilmelidir.” (Refi Cevat, 13 Nisan 1920, Alemdar)
“Kuyucu Murad Paşa, Celalilere nasıl muamele etmişse Kuvay-ı Milliye’ye de
öyle muamele edilmelidir. Saltanata bağlı halim selim Anadolu halkı Mustafa
Kemal şakisine haddini bildirecek.” ( Ali Kemal, 20 Nisan 1920, Peyam-ı
Sabah)
“Teşkilat-ı Milliye sergerdeleri, bu mahluklar kadar başları ezilmek ister
yılanlar tasavvur edilemez. Düşmanlar onlardan bin kere iyidir.” ( Ali
Kemal, 23 Nisan 1920, Peyam-ı Sabah)
“İdam. İdam. İdam... Mustafa Kemal haydudu, Kâzım Karabekir, Ali Fuat, Sami
gibi çete reisleri haydutlar, İttihatçılar’dan daha adi, daha kötü oldukları
için cezalarını daha evvel bulacaklar.” (Ali Kemal, 25 Nisan 1920, Peyam-ı
Sabah)
“Hükümet önce, Anadolu’nun henüz istilaya uğramayan yerlerini Mustafa
Kemal’lerden; o ipsiz sapsız, akılsız, fikirsiz zorbalardan, canilerden
temizlemelidir.” (Ali Kemal, 6 Ağustos 1920, Peyam-ı Sabah)
“Mustafa Kemal ve yandaşları, Yunanlılara karşı büyük bir saldırıya
hazırlanıyor. Bu çılgınca teşebbüsün amacı yine izmihlal, yine izmihlal,
yine izmihlal. Çünkü Yunanistan’ın orduları var, mühimmatı var, teçhizatı
var. Nihayet İngiltere gibi büyük bir yardımcıları var. Bu sergerdeler ise
her hususta yoksul. Fazla olarak da gaddar, haydut. Anadolu halkı, Allah’ını
dinini sever. Onlar ise zındık, münafık.” (Ali Kemal, 7 Ağustos 1920,
Peyam-ı Sabah)
SONUÇ OLARAK
Dün:
Refii Cevat Ulunay... Refik Halit Karay... Cenab Şahabettin... Rıza Tevfik
Bölükbaşı... Mevlanzade Rıfat... Abdullah Cevdet... Kadızade Hulusi… Ömer
Feyzi... Said Molla… Ali Kemal gibi yazarlar/gazeteciler vardı.
Bugün de varlar!..
Dün:
Peyam… Sabah…. Peyam-ı Sabah… İstiklal… Serbesti… Alemdar… Aydede… Ümit…
İrşad… Zafer… Ferda… Selamet gibi gazeteler-dergiler vardı.
Bugün de varlar!..
Ve fakat:
“Ulusun egemenliği; ne sermayelerin, ne içi boş politikaların, ne kinlerin,
çıkarların ve ikballerin, ne de geçici heveslerin oyuncağı olur. Ulus
bağımsız olmaya muhtaçtır. Egemenliği bunun için kullanacaktır. Gazetemizin
gayesi bu ihtiyacı karşılamaktır.” (10 Ocak 1920, Hakimiyet-i Milliye
başyazısı)
Evet, dün nasıl kurtuluş savaşının yayın organı Hakimiyet-i Milliye varsa:
Bugün de Sözcü var…