Daha çok öldürün bizi; alın ülke sizin olsun!
Yok olup sesimizi çıkarmayalım ki, huzur içerisinde beton mikserlerinin
sesini dinleyip, dört tarafı kan deryasıyla çevrili memlekete ‘şatafatlı’
binalarınızı dikebilin!
• • •
Öyle birer birer değil, biner biner
gömün bedenlerimizi…
Gizlilik kararı getirdiğiniz dosyalara bakıp bakıp övünün son toprağı
atınca!
• • •
Beklemeyin… Bitirin, vurun, parçalayın!
Ardından en kanlı katliamları, ‘polis günü’, ‘özel tim haftası’,
‘paramiliter kuvvetler ayı’, ‘benim esnafım yılı’ ilan edin!
Yaralıya gaz sıkanı, ölüden bile korkanı, genç bir kadına kafa atanı,
cenazeyi akrebin arkasına bağlayıp yerlerde sürükleyeni yıllar geçse dâhi
unutmayın. Şiltle, çiçeklerle ödüllendirin!
• • •
Silahla, bombayla ya da… Fark etmez
işte…
O muhteşem araçlarınızı müzelerde sergileyin biz gidince! Anında gelen
TOMA’larınızla, geç kalan ya da başka hizmetlerde kullanılan, ‘sözgelimi
biber gazı kapsülü ve cihatçı taşıyan’ ambulanslarınızı ele güne gösterin
gururla!
• • •
Öyle yavaş yavaş değil hemen katledin!
Ardımızdan, bütün TV programlarında, ‘vatan haini’, ‘terörist’, ‘şiddet
bağımlısı’ olduğumuzu iddia edin! Gazetelerinizin ölçülü olmasına da gerek
yok öyle! Sekiz sütuna manşet atsınlar iftiharla: “Esas katil bunlardı,
ölmelerinden belli değil mi?” diye!
Utanmayın, çekinecek kimse bırakmayın, rahat olun!
• • •
Beşer onar gömdükten sonra hepimizi, “Fıtrat” diye alay edin! Ve akabinde birbirinize “Hayırlı cumalar” diye ‘mesajlar’ çekin!
• • •
Bizden sonra…
Kadın katillerini ve tecavüzcüleri de tahliye edin. Kravat giymelerini,
“oruçluydum” diye söze başlamalarını beklemeyin! Alınlarından öpüverin!
Kadınlarınız, onları eve kapamanıza rağmen tecavüze uğruyorsa, onları da
öldürün akabinde. Suç onlardadır çünkü her koşulda!
• • •
Hemen peşimizden…
Uganda’ya saldırın mesela hiç yoktan! “Bu Cuma Portekiz’de Cuma namazını eda
edeceğiz” diye tutturun!” Birkaç adam yollayıp bazı yerlere füze attırın iş
olsun diye!
• • •
Bizi derhal öldürün ki… Aklı başında ilim adamlarınız, hiç tepki almadan dertlerini her yerde anlatabilsinler! Ay taşıyla teyemmüm abdesti almanın faziletinden, cünüp ok atmanın sakıncalarından söz edebilsinler. Söz etsinler de, bilim gelişsin biraz bizden sonra!
• • •
Beklemeyin vakit kaybıyız biz!
Ağaçların geri kalanını da kesip, “İnşaat ya Resulullah” temennileriyle
plaza temellerini atın! O inşaatlarda ucuz işçi çalıştırın! Hatta para bile
vermeyin hiçbirine! Bırakın karın tokluğuna düşüp düşüp ölsünler. Biz
olmayacağız nasıl olsa, kim ne diyebilir ki size?
• • •
‘Çabuk çabuk’ yok edin hepimizi, acele
edin!
Kürt, Alevi, emekçi, muhalif, genç, çocuk, yaşlı… Aşk, sevgi bırakmayın
geride! Mini etekli kızları mesela, belki bizden bile önce öldürmek yeğdir.
Karanlıkta konuşmalar yaptırın çakallarınıza ulu orta! Oluk oluk akan kanı,
ölüm kokusunu tekrar tekrar dinleyin!
• • •
Pilot bölgeler seçip, asfalt dökün üzerimize! Yol geçirin tüm kalanlarımızın bedenlerinden. Cizre’de mesela Nusaybin’de ya da! O yolun açılış törenlerinde, Türklüğün, tek millet olmanın, ümmet bilincinin faidelerini anlatın birbirinize!
• • •
Kıyın bize, hiçbirimizi bırakmayın!
Gazetecileriniz, bürokratlarınıza, “ Nasıl böyle büyük bir başarıyla hepsini
ortadan kaldırmayı başardınız?” yollu çanak sorular sorsunlar! Gülerek
anlatsınlar bürokratlarınız!
Sonra Ak trolleriniz, övgüler dizsin alayınıza.
• • •
Bizi öldürün. 400 değil, 4 bin ile temsil edin Meclisi! Hatta memlekete, krallık, düklük, kontluk… Amaan işte… İçinizden ne gelirse onu getirin!
• • •
Bizi öldürün ki; o gül kokulu cihatçılarla aranıza giren olmasın! Her yerde tekmil radikal İslam, tek mabet, Sünni ahlak gelişsin. Olur ki bir gün birkaçımızın kaldığı anlaşılırsa… İşte ‘o güzel çocuklar’ o dem lazım size!
• • •
Yaralıyız her yerimizden… Ülkenin orta
yerinden! Şimdi tam sırası öldürün hepimizi…
Çünkü bundan sonra fırsatınız olmayabilir…
Dedik ya yaralıyız diye!