İkiyüzlülük, Sahtekarlık Ve Yalancılık

Emre Yılmaz


İş dünyasında doğruyu söylemek aptallıktır; siyasette suç, sosyetede ise terbiyesizliktir.

* * *

Sosyetede, siyasette ve iş dünyasında gerçekten dürüst olmaya çabalamak, Ayşecik rolünde porno film çevirmeye benzer.

* * *

Doğruların sonunda kazanacağı kimsenin pek inanmadığı bir temennidir.

“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.”

Sonra ne olur?

Hiç. Elektrikler gelir.

* * *

“Nefret’e sevgiden daha çok güvenirim,” dedi Şeytan. “Çünkü nefretin sahtesi olmaz.”

* * *

Sevginin karşıtı nefrettir diyorlar.

Hayır.

Sevginin karşıtı nefret değildir.

Yalandır.

Bastırılan sevgi insanı sadece mutsuz yapar. Bastırılan nefret ise çok daha kötüdür insanı hasta yapar. İfade edilemeyen sevgiler yüzünden değil, yaşanmasına izin verilmeyen düşmanlıklar yüzünden psikiyatristlere “düşülür”.

“Birbirimizi sevelim, lütfen.”

Psikiyatristlere müşteri getiren en başarılı simsarlar işte bu sevgi çığırtkanlarıdır.

* * *

Yalanları en çabuk fark edenler, yalancılardır. Bir işi en iyi uygulayıcıları bilir. Bu yüzden yalanları derhal sezenler pek masum sayılmamalılar. Zarif bir şekilde aldanmayı bilmek ve yeri geldiğinde kanmak, hem daha üstün bir hüner hem de daha yüksek bir erdemdir.

* * *

Yalan her zaman edepli ve ince bir zekayı gerektirir. Gerçekler ise kaba ve küstah bir vücudu.

* * *

Yalancıların hafızaları güçlü olmalı; doğrucuların ise derileri kaim.

* * *

“Bu alemde kimlere ne zaman, nerede ve hangi yalanları söylediğini tereddütsüz hatırlayabilen adama doğrucu derler,” diye fısıldadı Şeytan. “Kendini başkalarını kandırdığından daha ustaca kandırana ise dürüst.”

* * *

“İnsanlar Gerçeği neresinden yakalayacaklarını hiç bilmiyorlar,” diye devam etti, “Hep kuyruğundan tutunmaya çalışıyorlar ona. Oysa tam perçeminden yakalamalı zilliyi.”

Gerçek

Gerçek...

Lügatimizdeki o en açık saçık en utanmaz, en arsız en hayasız ve en müstehcen kelime.

Çünkü Gerçek vallahi her zaman bir skandaldır.

* * *

Dürüstlük mü?

Sahtekarlığın türlü maskelerinden biri...

Nasıl mı?

Şöyle:

Fakir, dürüstlüğü yüzünden fakirdir.

Zengin ise zenginliği yüzünden dürüsttür.

* * *

Sahtekar “ben sahtekar değilim” diyendir.

Peki ya “ben sahtekarım” diyenler?

Onlar ise Büyük Sahtekarlardır.

Küçük her zaman daha büyüğünü gizlemek için itiraf edilir.

Şüpheci : “Herkes sahtedir. Ben dahil”.

Büyük Şüpheci : “Şu ikiyüzlüye bakın hele, çıkmış kendisinin sahte olduğunu iddia ediyor.”

Daha büyük Şüpheci : “Hepsi yalancı bunların. Ben dahil.”

En büyük Şüpheci : “Hadi canım! O da herkes gibi yalan söylüyor.”

Peki doğrusu ne?

Gerçeği nasıl bulabiliriz? diye söylenirken ben

geldi oturdu önüme gök tanrılarının en yakışıklısı bıraktı sol kolunu dizlerimin üzerine okşadı sağ eliyle çenemi ve gülümsedi:

“Ah benim körpe müridim, toy çocuğum.

Sen gerçeğin hala var olduğunu mu sanıyorsun?”

Gerçek

Yalanların arasından sezilir gibi olan.

Yalan

Gerçeğin boş bulunup ortaya çıkarak “Ben Gerçeğim” diye bağırması.

* * *

Samimiyet aklı başında konuşuyorsa biliniz ki kesinlikle sahtedir. Gülüyor veya dans ediyorsa biraz daha az sahtedir. Kızıyor ve sinirleniyorsa daha da az sahtedir. Ana avrat dümdüz gidiyorsa biliniz ki samimidir.

* * *

Samimi insanlarda en gıcık olduğum şey beni de durmaksızın samimiyete davet etmeleridir.

* * *

Samimi insanlar can sıkarlar.

Neden mi?

Oyun oynamasını bilmezler.

Bu yüzden samimi kadınlar yalnız kalırlar, çünkü onlarla fikir ve duygu alışverişi yapılır ancak. Kırıştırılmaz.

* * *

Sade, samimi ve doğal olmaya çalışanlar aramızdaki en büyük sahtekarlardır. Sahtekarlıklarından keyif alanlar ise en doğallarımızdır.

Kim mi onlar?

 

 

 

 


 


Ana Sayfaya Dönmek İçin Tıklayın 

  www.aymavisi.org  
 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
 + Büyüt | - Küçült  
Felsefe