Ayna tüm gerçeği gösteriyordu. Geriye, gördüğünü yapmacık utanca, kapılmadan açıklamak kalıyordu. Niccolo Macchiavelli de sadece bunu, bir bakıma hiçbir güçlüğü bulunmayan bu kolay işi yapacak, bu yüzden de mezar taşına şu sözleri yazdıracaktı: Hiçbir övgü bu adın büyüklüğüne erişemez. Devlet, Tanrıya dayanmalıdır diyen Aquinolu Thomas'ı hatırlarsanız, devlet insana dayanır diyen Macchiavelli'nin gücünü daha iyi ölçebilirsiniz.
Macchiavelli'ye göre bir ulusa dayanan devlet, güçlü devlettir. Devlet, gücünü kiliseden değil, ulustan alır. Din, töre; hukuk da kiliseye değil; devlete bağlıdır. Devlet, gerekiyorsa, bütün bunları birer araç olarak kullanacaktır. Amaç devlettir. Araçlar bu amaca yararlı olmak zorundadırlar.
Hükümdar adlı yapıt, Macchiavelli'nin aynada gördüklerini açıklar: İnsanlar, nankör, yalancı, iki yüzlü, tehlike karşısında korkak, kazanç karşısında çıkarcıdırlar (Hükümdar, XVii'nci bölüm). Bütün bunları bilerek onları yönetmek gerekir. İyi olmayan insanlar arasında iyi kalmak isteyen bir insan er geç ortadan silinir. Şu halde, hükümdar iyi olmamayı öğrenmelidir (Hükümdar, XV'nci bölüm).
Devleti yaşatmak için her türlü kötülüğü yapabilirsiniz. İşte, iyice
bakınız ve görünüz ki, nice erdemler mutsuzluğu, nice erdemsizlikler de
mutluluğu doğururlar. Gerçeği görebilirseniz cömert olunamayacağını
anlarsınız. Cömert olabilmek için sonuna kadar açık elli olmak gerekir.
Böylesine bir açık ellilik karşısındaysa
boşalmayacak kese yoktur. Şu halde sonuna kadar cömert olunamaz. Önce cömert
görünüp, sonra suyu kesmekse
insanı cömert değil, gülünç eder. Keseniz boşalınca, cömertlik ününü
yitirmemek isteyeceksiniz, halka yeni vergiler
salmak, ötekinin berikinin mallarına el koymak zorunda kalacaksınız. Bu
halde de cömertliğiniz hiçbir işe
yarayamayacak, halkınızın gözünden düşecek, sevilmeyeceksiniz. Bu yola
sapmayarak yoksul bir hükümdar kalmayı
seçerseniz, şunu unutmayınız ki, yoksul bir hükümdarı sevebilecek bir halk
yoktur, hele dünya üstünde eski
cömertliğinizi hatırlayabilecek bir insan yaratılmamıştır. Cömertlik, gerçek
olmayan bir kuruntudan başka
bir şey
değildir, bundan başka hiçbir etkisi de düşünülemez. Çünkü
verebildikleriniz, veremediklerinizin yanında devede
kulak kalacaktır. Bırakın bu kuruntuyu, adınızın pintiye çıkmasından
çekinmeyin. Geliriniz kendinize yetiyorsa,
ülkenize saldıranlara karşı koymak için paranız varsa, yeni vergiler koyup
halkınızın canını sıkmıyorsanız,
ötekinin
berikinin malına el atmadan yeni işler başarabiliyorsanız cömertlik ünü
kendiliğinden gelir size. Büyük işleri ancak
pinti sayılan hükümdarlar yapabilmiştir. Bir hükümdar pinti sayılmasından
ürkmemelidir, çünkü kusur denilen bu
haldir ki onu tahtında tutar. Becerebilirsen cömert görün, ama sakın cömert
olma.
Macchiavelli, yapıtının Xvi'ncı bölümünde verdiği bu öğütten şu sonucu
çıkarıyor: Hükümdar ya kendinin,
ya
halkının, ya yabancıların parasını harcar. Kendi parasını yukarda sayılan
nedenlerden ötürü harcamamalıdır.
Halkının parasını harcamakta cömertlik göstermelidir. Çünkü başkalarının
parasını harcamakla kolayca
şeref
kazanılır. Keyhüsrev, Sezar, İskender böyle yapmışlardı. Yabancıların
parasınıysa su gibi harcamalıdır, çapulculuğa
alışmış olanlara pintilik edilmez.
Sevilmekten çok korkulmak iyidir. Tüm sevilmek de, tüm cömertlik gibi bir kuruntudur. Sezar Borgia korkuttuğu için başardı, Sipyon korkutamadığı için başaramadı. Ölüm cezası, mallara el koymaktan iyidir. Ölüm, sadece ölenleri ilgilendirir ama, mallar pek çok kişiyi ilgilendirir. Oğul, babasının öldüğünü unutur, oysa malının elden gittiğini unutmaz.
Macchiavelli, yapıtının XViii'nci bölümünde, verilen sözlerin tutulması gerekip gerekmediğini inceliyor. Ona göre sözünde durmak büyük bir erdemdir, ama bütün büyük işleri sözünde durmayanlar başarmışlardır. Bir hükümdar ancak kendine yararlı olduğu sürece sözünde durabilir. Hükümdarın sözüne güvenerek boyun eğenlerin boynu,
gerekiyorsa, hemen vurulmalıdır. Başarı, sözünde durmakla değil,
aldatmakla elde edilir. Eski masallarda hükümdar
çocuklarının beslenmek için yarısı insan yarısı hayvan Şiron'a
verildiklerini hatırlayınız. Bunun anlamı
açıktır,
hükümdarların yarı insan yarı hayvan yapısını taşımaları gerekir. Çünkü
hayvanlık olmadan insanlık sürekli olamaz.
Hem tilki hem aslan olunuz, çünkü aslan kendini tuzaklara karşı nasıl
savunamazsa tilki de öylece kendini kurtlara
karşı savunamaz. Tuzaklardan korunmak için tilki, kurtları korkutmak için
aslan olmak gerekir. İnsanlar iyi yaratılışlı olsalardı hükümdarlar da
sözlerinde durabilirlerdi. Oysa insanlar kötüdürler, kötülükler iyiliklerle
yönetilemez. Papa Vi'ncı Aleksandr, insanları aldatarak başarıya ulaşmıştır,
hiç kimse onun kadar hiçbirini
tutmadığı yeminler etmemiştir. Tilkilik insana asıl niyetleri gizleyebilmek
hünerini öğretir ki hükümdarın başarısında gereken de budur.
Macchiavelli'ye göre töre (ahlak), ancak devlet için vardır, devletten ayrı, bağımsız olarak hiçbir anlam taşımaz. Devletin sınırlarının bittiği yerde töre de biter. Burjuva devletinin temelleri böylelikle atılmaktadır.