Kuşkuculuğun Olumlu Gücü

Stephen Jay Gould


Kuşkuculuk ya da yanlışların ortaya serilmesi, çoğunlukla güvenli ve akla yatkın bir yaşam için mutlak olarak yapılması gereken ama açık bir kutlama için hem çekici olmayan hem de değersiz görünen süprüntüleri düzenleme gibi etkinliklere ayrılan kötü eleştirileri alır. Yine de etkinlik, Yunanca "kuşkucu" kelimesinden ("derin düşünen" anlamında bir kelime) Cari Sagan'ın son kitabı Şeytanın Uğradığı Dünya'ya kadar asil bir geleneğe sahiptir. (Ben de bu tarzda bir kitap -İnsanın Yanlış Ölçümü- yazmış olduğumdan, bu girişimdeki kendi inancımı itiraf etmeliyim.)

Hem entelektüel hem de ahlaki olarak kuşkuculuk gereksinimi, insanların "düşünen sazlar'' yani hem görkemli bir şekilde tek hem de az bulunur bir şekilde hassas olduğunu söyleyen Pascal'ın ünlü mecazi gözleminden doğmuştur. Dünyadaki yaşamın tarihi içinde sadece bizim türümüze bahşedilen bilinç, şimdiye kadar gelişen en tanrısal biçimde güçlü evrimci buluştur. Rastlantısal ve önceden bilinemez olsa da bu, homo sapiens'e hem kendi türümüzün tarihi hem de tüm çağdaş biyosfer yaşamı üzerinde eşsiz bir güç vermiştir.

Ama biz mantıklı yaratıklar değil, düşünen sazlarız. Bizim düşünce ve hareket modellerimiz nezaket ve aydınlanmaya olduğu kadar yıkım ve acımasızlığa da yol açar. Karanlık tarafımızın kaynaklan konusunda tahmin yürütmek istemiyorum: Onlar "diş ve pençedeki doğal kırmızının" evrimci miraslar mıdır yoksa sadece bir beynin şimdi bizim toplu yaşamlarımızı düzenleyenlerden farklı olan oldukça farklı işlevleri yerine getirmek için tasarlanan çalışmasında uyum sağlayamayan saçma olaylar mıdır? Her durumda,her ikisi de din, mutlaklık, ulusal gurur ve benzeri şeyler gibi bir ideal adına yapılan hem en konuşulmayan korkulara hem de en yürek burkan cesaret ve asalet davranışlarına eğilimliyiz. Hiç kimse insanın, doğamızın iki kutbu arasında fark edilen bu ikilemini, on sekizinci yüzyılın ortasında Alexander Pope'dan daha iyi ortaya koyamamıştır:

Ortalama bir durumun bu berzahına yerleşmiş,

Karanlık bir şekilde akıllı ve kaba bir şekilde büyük bir varlık.

Arada kalır; hareket mi edecek yoksa kalacak mı diye kuşkuyla;

Kendisi bir Tanrı mı yoksa canavar mı diye kuşkuyla;

Aklını mı yoksa vücudunu mu seçecek diye kuşkuyla;

Ölmek için doğar ve yanılmak için mantık yürütür;

Sadece iki olası kaçış bizi karanlık gizil güçlerimizin düzenli kargaşasından bize haçlı seferlerini, cadı avlarını, köleliği ve soykırımlar veren taraftan kurtarabilir. Ahlaki terbiye gerekli maddelerden birini sağlar ama bu yeterli değildir. İkinci temel, aklımızın mantıklı tarafından gelmelidir. Çünkü hem doğanın gerçekliğini keşfetmek ve kabul etmek hem de böyle bir bilginin gerektirdiği etkili insan davranışı için mantıklı olan anlamı izlemek amacıyla şiddetli bir şekilde insan aklını kullanmazsak, mantıksızlığın korkutucu güçleri, romantizm, uzlaşmayan "doğru" inanç ve açık bir şekilde gürültücü hareketin sonucu olan kaçınılmazlık karşısında kaybederiz. Akıl, sadece özümüzün büyük bir parçası değildir; akıl aynı zamanda, daima gerekli gibi görünen duygusalcılıkla hüküm süren, tehlikeli ve sert kitle hareketinden potansiyel olarak kurtuluşumuzdur. Kuşkuculuk, düzenli mantıksızlığa karşı aklın temsilcisidir ve bu yüzden insanın toplumsal ve kentsel terbiyesinin anahtarlarından biridir.

Amerika'nın önde gelen kuşkucu örgütlerinden birinin başkanı ve aklın bu işlemsel biçiminin hizmetinde güçlü bir eylemci ve denemeci olan Michael Shermer, Amerikan toplum yaşamında önemli bir kişidir. Onun yöntemleri, deneyimleri ve mantıksız inancın çekici yönleri konusundaki analizleriyle ilgili olan bu kitap, kuşkuculuğun gereksinmeleri ve başarıları için önemli bir bakış açısı sağlamaktadır.

"Sonsuza kadar tetikte olmak özgürlüğün bedelidir," diyen eski beylik söz, bu hareketin sloganı olmalıdır; çünkü eğer açıkça sevecen olan tarz, açıkça saldırgan olan cadı avı gibi potansiyel olarak güçlü olan mantıksızlık için aynı yapıyı sürdürüyorsa, o zaman düşüncenin baskı altına alınmasına dayanan tüm hareketler konusunda tetikte ve eleştirel olmalıyız. Bu konuda en çok, Shermer'ın güçlü kötülüğün en az olası adayı Ayn Rand'ın ilk bakışta sorundan çok çözümün bir parçası gibi görünecek olan "Nesnellik" hareketi için yaptığı analiz yüzünden etkilendim. Ama Shermer bu mezhebin mantık ve akla uygun inanç konusundaki tüm cesur sözlerine rağmen iki anahtar kriter konusunda gerçek bir mezhep gibi davrandığını göstermektedir birincisi, bir öndere, sorgulamadan itaat etme isteği konusundaki toplumsal olgu (kişiliklere tapınma) ve ikincisi, potansiyel üyelik kriteri olarak kullanılan merkezi bir mantıksızlığın entelektüel olarak başarısızlığı (erdemin kuşkusuz mezhep liderleri tarafından karar verilen ve zorla kabul ettirilen nadir bulunan ve nesnel bir duruma sahip olabileceği konusundaki yanlış inanç).

Shermer'in kitabı, minimalizmdeki bu güçlü durumdan, daha "kavramsal" (ama mantık ve deneysel içerik açısından boş) olan yaratılışçılığın mantıksızlığı ve Soykırımın şikarı yoluyla geçmişte haçlı seferleri ve cadı avlarıyla ve bugün gerçekten inanılmaz ölçüde olan ve bu yüzden ne kadar derinden hissedilirse hissedilsin yanlış suçlamaların kasıtsız bir komplosuna dayanan Satanist mezhepler ve (kuşkusuz gerçek ve trajik bir sorun olan) çocukların cinsel olarak kötüye kullanılması konusundaki isteriyle temsil edilen eylemin daha ürkütücü biçimlerine geçmektedir.

Böyle bir mantıksızlığa karşı gerçekten sadece bir büyük silahı tutarız aklın kendisini. Ama Oprah ya da Donahue (burada anlatıldığı gibi her ikisi konusunda da Shermer sıkıntı verici sonuçları olan girişimlerde bulunmuştur) konusundaki iyi niyetli bir görünümün bile uygun bir analizden daha çok, sadece heyecanlandırıcı bir sağlam lokmaya izin veren çağdaş Amerika'da, kartlar bize karşı yığılmıştır. Bu yüzden daha çok denememiz gerekmektedir. Yapabiliriz, yaptık, yapacağız. Aynı zamanda büyüklü küçüklü yaratılışçılığa karşı olan Anayasa Mahkemesi kararlarından, sahtekar doktorlar ve inançla iyileştirenlerin yerel olarak yanlışlarını ortaya sermeye kadar önemli zaferler kazandık.

En iyi silahlarımız temel bilimsel süreçlerin cephaneliğinden gelmektedir çünkü hiçbir şey eşdenetimsiz sürecin temel deneysel tekniğini ve istatistiksel analizin temel gözlem yöntemlerini yenemez. Neredeyse her modem mantıksızlık, iyi uygulandığı zaman bilimsel araçların bu en temel alanlarıyla yenilebilir. Örneğin, benim yüreğime yakın olan bir olayda (çünkü ben otistik bir genç adamın babasıyım), konuşmayan otistiklerle (mesajları yazmak için konuşmayan otistiklerin parmaklarını bir bilgisayar klavyesi üzerinde yönetebildiklerini iddia eden insanlar olan) "yardımcıları" kullanarak iletişim kurmak için üzücü ama gerçekten mantıksız bir ümit, yardımcıların pek çoğu ebeveynlerin duymak istedikleri mesajları ("Baba seni seviyorum; bunu hiçbir zaman söyleyemediğim için üzgünüm") yazdıkları zaman yetersiz bir kuşkuculukla karşılaştı (bana her zaman eski Quija tahtası numarası gibi geliyordu!). Ama tüm sorunların kaynağı olarak, çocukların cinsel olarak kötüye kullanılması konusundaki cadı avı çılgınlığına kapılan birkaç yardımcı (belki de bilinçsiz olarak), otizmin benzer bir nedeni olduğuna karar verince ve sonra sahte "yardımcılıklarıyla" suçlama mesajları yazmaya başlayınca, birkaç sevgi dolu ebeveyn yanlışlıkla ve hukuki olarak sorumlu tutulunca ümit etmek için verilen "zararsız" bir sus payı bir kabus, haline geldi. Konu, klasik eşdenetimsiz deneylerle sadece yardımcının bildiği ve otistiğin bilmediği bilgi genellikle sözde mesajlarda görülürken, sadece otistiğin bildiği ve yardımcının bilmediği bilgi hiçbir zaman mesajlarda görülmedi çözüldü ama bu, (zaten temel koşuldan dolayı yeterince acı çekmiş olan) sevgi dolu ebeveynlerin yaşamları trajik olarak belki de sonsuza kadar değişmeden önce olmadı (çünkü hiç kimse kesinlikle doğru olmadığı kanıtlanmış olsa bile böyle iğrenç bir suçlamanın üstesinden gelemez bu, tüm sinik cadı avcıları tarafından çok iyi değerlendirilen bir olgudur).

Kuşkuculuk konusundaki kötü eleştiriler, eylem ne kadar gerekli olursa olsun bunun sadece sahte iddiaların olumsuz bir şekilde kaldırılması olarak kabul edilebileceği izleniminden kaynaklanmaktadır. Yanlışların uygun biçimde ortaya serilmesi, yokçu bir deneme olarak değil değişimli bir açıklama modelinin yararına yapılmaktadır. Değişimli modelin kendisi akla uygunluktur gezegenimiz bilindiğinden bu yana, iyilik için kullanılan en güçlü ortak araç olan ahlaki terbiyeye bağlıdır.

 

 

 

 

 


 


Ana Sayfaya Dönmek İçin Tıklayın 

  www.aymavisi.org  
 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
 + Büyüt | - Küçült  
Felsefe