Soluma Sanatı

Jean-Yves Pecollo


Soluyorum, soluyorum Kendimi öylesine derinliğine görüyorum ki,

Mutluluktan uçuyorum.

-Jules Supervielle

Soluk almak dünyaya gelirken yapılan ilk eylemdir...

Soluk vermek dünyayı terk ederken yerine getirilecek son eylemdir...

Aradaki zaman süresince Yaşam bizim içimizdedir ve bizi yaşatmaktadır... ...Yaşam bir ömür boyu sürüp giden büyük bir solumadır!

Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim! Üzücü olmasına karşın bu belki doğru bir deyiştir, çünkü kim olursak olalım, insana özgü hoşgörü değerlerimiz sayesinde herkesle görüşmeye yatkın olmalıydık...

"Nasıl soluduğunu göster, senin ne olduğunu, neler duyumsadığını, neler yaşadığını söyleyeyim!" Soluma gerçekten, benliğimizin en derin köşelerinde duyulmadıklarımızı açığa vurmak ve buna tanıklık etmek (kimi zaman ihanet etmek) için bedenin sahip olduğu ilk ve ana dışavurum aracıdır. Zihnimizin ya da duygu dünyamızın bir yerlerinde ne zaman bir şeyler olsa, her defasında solunumumuz buna yanıt verir; hemen değişim gösterir. Gerçek anlamda bir diyalogdur bu; yani solunumdaki bu değişim, bedenin beyine gönderdiği bir mesajdır aynı zamanda. Ne denli kaygılıysam solunumum o denli değişir ve kaygılarıma tanıklık eden bu değişim kaygımı büsbütün artırır. Öyle ki, kaygılı solunumum beni kaygılandırır.

Kimi halk deyişleri solumayı rahatlama ile bir tutarlar: "Bana soluk aldır", "biraz soluklanmam gerekiyor", "arada bir soluklanmaya ihtiyacım var" gibi deyişler gevşeme ve dinginlik gereksinmesini dile getiriyor.

Soluma; genleşmeyi, enginliği, hafifliği ve dolayısıyla özgürlüğü simgeliyor. Bir kimsenin bize "soluk aldırmadığını" söylediğimizde, o kişinin özgürlüğümüzü kısıtladığını dile getirmiş oluruz. Solunum hava dolaşımını (alış ve verişi) sağlıyor. Solurken alıp vermiş oluyorum, değiş tokuş ediyorum, iletimde bulunuyorum.

Soluk alma, solunum eyleminin önemli bir evresidir. Bu evre sırasında hava alırız, enerji elde ederiz. Şairlerin ilhamı, sezginin her biçimi; "yukarıdan" ya da benliğimizin derinliklerinden gelen bir açılma belirdiğinde kendini gösterir. Yani aldığımız bir şeyleri geri verme duygusu içinde olduğumuzda...

Esin, Kelam (mistik anlamlarıyla) ve söz (insanın belirgin özelliği olan), solumayla ilişkili olgulardır.

Söz konusunda bakın, Budist öğretisini içeren Traite de la grande ver tu de Sagesse* (Bilgelik Yüce Erdemin) kitabında ne deniyor:

’Prajna Yayınlarının Dharma et pensee contemporaine (Dharma ve Çağdaş Düşünce) adlı eşsiz kitabından alıntı.

"Udana denen rüzgar göbeğe çarpıp yükseliyor O zaman bu rüzgar yedi yere çarpıyor Enseye, diş etlerine, dişlere, dudaklara, dile, gırtlağa ve göğse.

Böylece anlatım yolu olan dil ortaya çıkıyor.

[...]

Kavislerle ve doğru çizgilerle, bükülmelerle ve dikilmelerle

Gidip gelen ses, dili ortaya çıkarıyor.

Etken yok, bu dil bir büyü.

Bu iskeletin, bu sinirler paketinin,

Ergime halindeki bir maddenin su salması gibi Anlatım yolu olan Dili türeteceğini Kim bilebilirdi?"

KENDİ SOLUĞUNU GÖZLEMLEMEK

İki büyük tür solunum vardır: göğüsten ve karından solunum. İnsan doğal konumda, bedensel ve zihinsel dinginlik içindeyken karından soluma öncelik alır. Diğer bir deyişle, organizmanın hava alması ve oksijenlenmesi öncelikle diyaframın hareketleriyle sağlanır. Herhangi bir nedenle (büyük heyecan, önemli bir fiziksel çaba gibi) daha çok havaya gereksinmemiz olduğunda, alım kapasitesini artırmak için göğüs kafesinin kasları seferber olur.

Dingin solunum ya da temel solunum

Soluk alma sırasında, hava istemi diyaframın çukurlaşmasıyla oluşur ve bu diyafram eylemi, karnın genleşmesini ve göğüs kafesinin açılmasını sağlayan çok hafif bir eyleme yol açar. Bu durumda ritm düzenlidir, genişlik derecesi önem taşımaz.

BİRAZ SOLUNUM FİZYOLOJİSİ

1. Soluk Verme:

Soluk verme sırasında diyafram yükselir, karın çukurlaşır ve kaburgalar arası kaslar havayı çıkarmak için büzülür.

2. Soluk Alma:

Soluk alma sırasında, diyafram büzülür ve karnı hafifçe şişirerek alçalır. (Bu fizyolojik eylem kimi zaman "karından solumak" deyimiyle tanımlanır.) Bu sırada göğüs kafesi hafifçe kabarır ve kaburgalar arası alan açılır.

Daha Fazla Hava Alma Gereksinmesine Yanıt Oluşturan Solunum

Hava istemi yine diyaframın çukurlaşmasıyla başlar ve göğüs kafesinin daha fazla ve daha uzun süre seferber olmasıyla sürer. Bu süreçte göğüs kafesi daha çok açılır. Bu soluk almanın öncesinde her zaman derin bir soluk verme yer almalıdır: Ciğerleri maksimum ölçüde yeni havayla doldurmak için, öncelikle onları olabildiğince boşaltmalıyız! Bu önlem alınmazsa, soluma eylemi genişlik derecesi içinde sıkışıp kalır. Hiçbir işe yaramadığı gibi, üstelik kaygı iletileri haline dönüşür. Engin bir soluk alma eyleminden önce, derin bir soluk vermeyle ciğerlerimizi boşaltmayı her zaman anımsayınız.

Nasıl soluyorsunuz?

Solurken bedeninizin hangi kesimlerinin işe karıştığını gözlemleyin. Eylemin genliği ne? Solunumsal ritminiz ne denli düzenli? Solunuma egemen olmayı istemeden önce, bedenin bu etkinliği yönetme biçimi konusunda şuurlanmak gerekir.

Ayakta: Ayakta durun. Ayaklarınızı düzlemesine yere basın. Kollarınızı bedeniniz boyunca aşağı uzatın. Daha iyi algılamak için gözlerinizi yumun ve hiç değişiklik yapmadan soluğunuzu gözlemleyin. İlk önce, eylemin başlangıcında bedeninizin hangi kesimlerinin seferber olduğunu duyumsayın. Karın mı? Göğsün altı mı, üstü mü? Sonra ritmi ve genliği algılamayı deneyin.

Uzanmış konumda: Birkaç dakika süreyle dümdüz yere yatıp kendinizi gözlemleyin. Özellikle solunum biçiminizde hiçbir değişiklik yapmamaya özen gösterin. Konumunuzu hiç değiştirmeksizin doğal olayIN şuuruna varmakla yetinin.

Oturmuş halde: Sıradan bir konumda oturun, bu durumda da solumakta olan bedeninizi gözlemleyin. Bu yoğunlaşma tutumunuzda pek çok ve son derece etkili duyumlar size yardımcı olacak.

Soluma biçiminizi öğrenin ve anlayın.

KENDİ SOLUNUMUNUZU KONTROL ETMEK YA DA "DOĞRU" SOLUNUM

Çok sayıda insan solunumlarım tersine çevirmiştir. (Bu kimseler soluk alırken karınlarını içeri çekmekte, göğüslerini şişirmekte; sonra, soluk verirken ise, karınlarım dışarı çıkarmaktadırlar!) Bu kötü alışkanlık (dünyaya geldiğimizde doğru soluyorduk) eğitimle ve yaşantımız sırasındaki streslerin birikimiyle yavaş yavaş elde edilmiştir. Mutlaka doğru solunum tarzını geri kazanmalıyız. Bunun için alıştırmalar yapacağız. Aşağıdaki alıştırmaları uygulamanızı öneriyorum.

İlk iki seansta denediğiniz gevşeme duruşunu alınız. Gözlerinizi sakin sakin yumup birkaç dakika yatışın: Gevşeyen beden doğal olarak karından solunumu alacaktır.

Karından solunum

Alıştırma No 1: Karından serbest solunum. Dikkatinizin, şuurunuzun karın derinizin hizasına yerleştiğini düşleyin... bir bakıma, bir çiçeğin taçyaprağının suyun yüzeyine konup dalganın hareketiyle usulca sallanması gibi... Soluyan kamın düzenli ritmiyle oyalanarak öylece kalıp solunum eylemini 14 kez sayın (bunu 3 kez yapın).

Alıştırma No 2: Karından kontrollü solunum. Doğal ritmin algılanmasından başlayarak, yine karından solunumun genleşmesini yavaş yavaş artıracaksınız. Size yardımcı olması için elinizi kamınıza, tam olarak göbeğin biraz altına koyun: Soluk alın ve kamınızı iterek elinizin yukarı kalkmasını sağlayın... Soluk verirken, karın üzerinde duran elinizin karınla birlikte yavaşça inmesine olanak verin.

Bu alıştırmanın sağladığı tüm duyumsamaların bilincine vararak 7 solunum sayın. Bu yedi solunumluk diziyi birçok kez tekrarlayacaksınız.

Kolunuzu bedeniniz boyunca uzatıp bu kez karından solunumu 21 eksiksiz eylem sayısına dek sürdürün (her soluk verişte 1, 2, 3 vb. diye sayacaksınız).

Beden solumakta ve şuur yerindedir. Bu karından solunumla ilişkili duyumları çok iyi bütünleştirmek büyük önem taşıyor. Solunumunuzu tersine çevirmeye eğilimliyseniz, doğru solunumu yeniden bulmanız için bu çok iyi bir yoldur.

Göğüsten solunum

Alıştırma No 3: Göğüsten kontrollü solunum. Elleri kalça kemiği çukurlan hizasına (kasık kemiğinin iki yanına) yerleştirin. Soluk vermekle işe başlayın; soluk verin, ciğerlerinizdeki havayı boşaltın, sonra havayı omuzlarınıza doğru, olabildiğince yukarıya çıkaracak biçimde soluk alın. Bunun ardından yavaşça soluk verin. Bu türden 14 solunumsal eylem sayın ve göğüs kafesi ile kaburgalar arası kasların salınıverilmesi, gerinmesi gibi duyumların iyice şuuruna varın.

Bütünsel solunum

Alıştırma No 4: "Uç Kat" diye adlandırılan solunum.

Bu bütünsel solunum üç evrede uygulanır. Ciğerlerdeki havayı boşalttıktan sonra, soluk alma bir karın eylemiyle başlar (2 numaralı alıştırmada olduğu gibi), havayı göğse çıkarmakla sürer, sonra üçüncü evrede, hava olabildiğince yukarı, omuzlara doğru çıkarılır (Alıştırma No 3). Karın... göğüs... omuzlar...

Böylece soluk almaya birkaç saniye ara verilir ve ardından soluk verme çok yavaş gerçekleştirilir; (adeta bir samana üflüyormuşsunuz gibi) 14 "üç kat" solunum sayın.

Şimdi, iyice sindirilmiş olan bu bütünsel solunumun mekanizmasından, yoğunlaşmamızı uygulamada yararlanıyoruz. Bunun için saymanızı öneriyorum:

         1...2...3...4... soluk alma aşamasında (karın, göğüs, omuzlar);

         1...2...3... havayı tutma evresinde;

         1...2...3 —» 7... soluk verme aşamasında.

 

 

 

 


 


Ana Sayfaya Dönmek İçin Tıklayın 

  www.aymavisi.org  
 

 

 

 

Egzersiz

 

 

 

 
 + Büyüt | - Küçült