İ
yi birer sağaltımcı olabilmemiz için kendi
kendimizi tedavi edebiliyor olmamız gerekir. Bu süreçte, İlk Düzey
kursunu aldıktan sonra, bir ay süreyle kendi kendimize Reiki vermemiz
önemlidir. Bunu yaparsak, zihinsel ve bedensel olarak bu taşıdığımız
yeni enerjiye alışır, Reiki için daha açık bir kanal oluruz.
Dr. Usui’nin kendine uyguladığı ilk iki tedaviyi anımsayacaksınız: Dağda ayağını burktuğunda ve uzun bir oruçtan sonra hastalanmadan yemek yiyebildiğinde. Bu kendi kendine tedaviler son derece simgesel olup bize “dünyayı iyileştirmeye koşturmamamızı” öğütler; başkalarına etkili biçimde yardım etmeye başlamadan önce, kendimizi beslememiz ve geliştirmemiz gerekmektedir.
Reiki’nin Yolu
Bazı kimseler İlk Düzey alıştırmalarının hemen ardından kendilerini Reiki vermeye hazır hissedebilirler. Reiki sonsuz bir kaynaktan gelir ve kesinlikle tükenmez, genellikle bizim kendi enerji seviyemizi artırır. Reiki kanalı olma süreci sonsuzdur, dinlenme ve kendi kendini tedavi içeren iç temizlenme dönemleri gerektirir. Reiki uygulayıcıları kendi ihtiyaçlarını hissederler, bu nedenle Reiki’yi vermektense, almanız gereken zamanları bilirsiniz. Amacımız başkalarına fayda sağlamaksa almak da bir verme eylemine dönüşebilir. Eğer amacımız gerçekten iyiyse ve bu konuda kendimize karşı açık ve dürüstsek, edimlerimiz kimi zaman bencilce görünseler de, başkalarına yarar sağlayacaktır.
Başkalarına Reiki verirken ihtiyacımız olduğu kadarını da alırız. Bir süre düzenli olarak kendi kendimizi tedavi ettikten sonra başkalarını tedavi etmeye hazır hale gelebilirsek, bu kendi iç gelişimimizi ve büyümemizi gerçekten de hızlandırır. Başkalarından Reiki almanın ve kendi kendimizi tedavi etmenin yanı sıra bu uygulamaya da devam ettiğimiz sürece, Reiki’nin geleceği yolu daha iyi anlayacak ve Reiki konusunda deneyim sahibi olacağız. Bu süreç ayda bir kez ya da ihtiyacınıza göre daha sık, başka uygulayıcılarla yapılan Reiki alışverişleri sayesinde desteklenir ve zenginleşir.
Niyet Ve Adama
Niyetimizin ne olduğunun eylemlerimizin sonuçları üzerinde doğrudan etkisi vardır. Yalnızca kendi yararımıza değil de, herkes yararına Reiki verirsek, daha fazla pozitif enerji yaratılır. Bu pozitif enerjiyi içtenlikle adarsak, önünde sonunda çok pozitif bir deneyim olarak bize geri döner ve herkes için mükemmel sonuçlar doğurur. Kendi kendini tedaviden en fazla yarar sağlamak için işe olumlu bir niyetle başlamamız ve bitirince de birine ya da bir şeye adamamız gerekir.
Niyetimizi belirlemek için tedavinin başlangıcında yaşamımızın iyileştirmek, değiştirmek ya da açıklık kazandırmak istediğimiz alanlarını düşünmeli ve belirli amaçlar belirlemeliyiz. Amaçlarımız istediğimiz kadar büyük olabilir ve istediğimizi kapsayabilir. Aklımıza yardım etmek istediğimiz kişileri de getirebiliriz. Örneğin şöyle düşünebiliriz:
Bu tedaviden çocuklarım, ailem, eşim, annem babam, arkadaşlarım, komşularım (ya da adlarını sıralayın), bu mahalle, semt, kasaba, kentte, ülke, kıta ya da gezegendeki tüm canlılar en iyi biçimde faydalansın.
Niyetimizi bir kez belirledikten sonra sürekli olumlamamıza gerek yoktur, bu Reiki’nin gücünü artırmayacağı gibi, tam olarak rahatlayıp bize gerekeni almamıza da engel olabilir. Yine de bazen meditasyon sırasında niyetimizi gözden geçirmemiz gerekir. Bunun ne zaman gerekeceğini yine deneyimlerimizle öğreneceğiz. Bunu yapmak istediğiniz zaman meditasyon duruşunda oturabilirsiniz (bkz Bölüm 9: Basit Meditasyon Teknikleri). Tedavi bitince Reiki’yi kullanarak yarattığımız pozitif enerjiyi zihinsel olarak gönderdiğimiz belirli ya da genel amaçları düşünürüz. Niyetimiz basit, dürüst ve adamamız yürekten olmalıdır.
Unutmayın:
Niyet
Reiki uygulaması/Tedavi Adama
Olumsuz Düşünceler Zincirini Kırmak
Kendimizi düzenli olarak tedavi edersek, sağlığımız ve olumlu özelliklerimiz iyileşecektir. Daha huzur dolu ve zor durumlarda olumsuz tepki vermeyen bir insan olacağız. Bu iç huzuru bize bir iç güç ve güven getirecek, doğal yetenek ve yeterliliklerimizin farkına varmamızı sağlayacak. Zihinsel ve duygusal olarak daha uyanık olunca, olumsuz düşünce zincirimizi yakalayıp dönüştürebileceğiz ve böylece kötü alışkanlıklarımızın esiri olmaktan kurtulacağız.
Kısacası zihinsel sağlığımız düzelecek, kendimizi ve yaşamlarımızı değiştirecek cesaretimiz olacak, kim ve nerede olduğumuz, ne yaptığımız hakkında daha iyi duygular besleyeceğiz. Kendimizi düzenli olarak tedavi etmemiz sağlık açısından alınmış bir önlem de olacak, çünkü stres miktarının azaltılmasının fiziksel ve zihinsel sağlığımız üzerinde olumlu etkisi olduğunu biliyoruz.
On İki Temel Duruş
Tam bir kendi kendini tedavi etme seansı altmış dakika sürer. On iki temel duruş vardır: Her duruşu beş dakika uygularız (bkz 9099). Temel duruşlar insan bedeninin yedi ana çakrasına ya da enerji merkezine karşılık gelir. Enerji bedenin kendisine daha fazla ihtiyaç duyan bu bölümlerine gidecek olsa da, her duruşun yine de enerji akışı üzerinde özel bir etkisi vardır. Sizin ya da tedavi ettiğiniz kimsenin özel bir sorunu varsa, hangi duruşun üzerinde daha fazla zaman harcamanız gerektiğini bilmek yararlı olur (bkz. Bölüm 8).
Bir duruşta beş dakikadan fazla zaman harcasanız bile, öbür duruşlara yine de beşer dakika ayırmanız gerekir. Ayrıca size doğru görünen ve iyi sonuçlar veren farklı duruşları denemekten de çekinmeyin. Bir süre Reiki uyguladıktan sonra, on iki duruşun sırasını tersine çevirin, böylece bedeni aşağı doğru değil, yukarı doğru çalıştırmış olursunuz; bu, enerji bloklarını açmanıza yardımcı olur. Ayrıca yalnızca Reiki’ye ihtiyacı olduğunu düşündüğünüz konumları uygulamayı deneyin, böylece sezgisel bilgeliğiniz ve enerjinin farkındalığımız artar. Bu yeteneklerimizi kademeli olarak artırdığınız zaman, tüm potansiyelimizin ve sorunlarımızın anahtarı olan zihnimizi daha iyi anlar ve değerlendiririz.
Doğru Yer Doğru Zaman
Kendi kendini tedaviye başlamadan önce doğru çevreyi yaratmanız gerekir. Kendinize kesintisiz bir zaman tanıyın. Sabahın ya da akşamın erken saatleri olabilir, mümkünse her gün aynı saat olmasına özen gösterin. Reiki kimilerine enerji verirken, kimilerini gevşetir ve rahatlamaya hazır hale getirir, bu nedenle gündelik programınıza uyan bir zaman dilimi seçmenizde yarar vardır. Bu tepkiyi uygun bir niyet belirleyerek bir dereceye kadar kontrol edebilirsiniz, ama enerji ve doğal eğilimlerinizle uyumlu olmanız onlara karşı koymaya çalışmanızdan daha iyidir.
Sessiz, huzurlu bir oda bulun. Telefonun fişini çekerek ya da telesekreteri devreye sokarak, başkalarına sizi rahatsız etmemelerini tembihleyerek olası bölünmelerin önüne geçmeye çalışın. Bu zaman sizin zamanınız ve kimsenin sizi bölmesine izin vermeyecek kadar da değerlisiniz. Üşüyebileceğinizi düşünerek bir battaniyeyi yakınınızda bulundurun. Hoşunuza gidiyorsa müziği açabilirsiniz. Dizlerinizin ya da başınızın altına birer yastık koyabilirsiniz. Bu, sırtınızın ağrımasına da engel olur. Görebileceğiniz ve beş dakikalık zaman aralıklarını sayabileceğiniz bir saat önemlidir, çünkü uyuyakalmanız ya da zaman duygusunu yitirmeniz işten bile değildir. Bitirmeden önce uyuyakalırsanız, bu, uyuyakaldığınız konumda daha fazla Reiki’ye ihtiyacınız olduğu anlamına gelir. Zamanınız varsa kaldığınız yerden devam edin ve tedavinizi tamamlayın.
Tedavi Sırasında
Parmaklarınızı ve başparmaklarınızı bir arada tutun, ama sıkı olmasın. Bu hem enerjinin rahatça akmasını sağlar hem de tedaviyi bir alana yoğunlaştırır. Parmaklarınızı, özellikle yüzük, yani en uzun parmağınızı bu şekilde hafifçe gevşetmek avuç içi çakralarınızı harekete geçirir. Avuç içi çakralarımızı harekete geçirmek için avuç içimize dairesel hareketlerle hafif hafif masaj yapabilir ya da üzerlerindeki havada saat yönünün tersine daireler çizebiliriz. Avuç içi çakralarımız enerjiye duyarlar, bu nedenle bir elimizin parmaklarını ötekinin avuç içine değdirmeden uzatır ve dairesel hareketler yaparsak, avuç içimizde hafif bir karıncalanma oluşur. Reiki gücüne kavuşunca, enerjiye daha duyarlı hale geleceksiniz ve kendi yaşam gücü enerji düzeyiniz de artacak.
Kendinizi Reiki uygularken, yastıklar, minderler ya da gerekirse bir battaniye kullanarak her duruşta rahat olmanızı sağlayın. Ellerinizin konumunu değiştirirken, bedeninizle olan temasını kesmeyin çünkü bu, enerjinin akışını bölerek derinden gevşemenizi engeller. Kendimizi yatarak da, oturarak da tedavi edebiliriz. Önemli olan, rahat bir pozisyonda tüm konumları gerçekleştirebilmektir. Kol ya da omuz kaslarınız zayıfsa, boynunuz ağrıyorsa, ilk iki duruşu dirseklerinizin altına kollarınızı destekleyen bir yastık koyarak gerçekleştirmenizde yarar vardır. Birinci ve ikinci duruş arasında yuvarlanarak taraf değiştirin ki, enerji bedeninizden ve amanızdan rahatça aksın. Sırt duruşlarından bazıları zor gelirse, doğru konuma en yakın biçimde dayanabildiğiniz kadar durun ya da karşılık gelen düz konumda daha uzun süre geçirin. Düz konumu enerjinizin sırtınıza akmasını isteyen açık bir zihinsel niyet belirterek iki kez yapabilirsiniz. Yinelersek, bü uygulamaların boyun, omuz ve sırt sorunları olanlar için yararı vardır.
Kendi kendini tedaviyi, olumlama, gözde canlandırma, aromaterapi, Bach çiçek tedavisi gibi başka kendi kendine yardım teknikleriyle bir arada kullanabilirsiniz. Deney yaparak sizin için en uygun bileşimi bulun ve tadını çıkartın. Reiki’yi kristallerle bir arada kullanmak son derece güçlüdür ama dikkatli olun! Doğru kristali kullandığınızdan emin olmanız gerekir, ayrıca doğru yerde, doğru amaç için kullanmanın yollarını da uygun bir kitaptan bakarak öğrenmeniz gerekir. Ancak bunun sezginizi köreltmesine izin vermeyin. Bir kristali bir biçimde kullanmak size uygun geliyorsa, deneyin. Unutmayın ki Reiki bedenin ve zihnin tam anlamıyla iyileşmesini sağlayan bir sistemdir. Farklı bir şey denemek gerçeklerle yüzleşip uğraşmaktan uzaklaşmanızı sağlayabilir. Reiki’yi dürüst bir niyetle, aşama yapmak için kullanıyorsanız, hem iyileşme hem de kişisel gelişiminiz adına ihtiyacınız olan her şeyi elde edeceksiniz. Ancak daha fazlasını arıyorsanız, Reiki’yi meditasyon ya da dua ile desteklemeniz gerekebilir. Meditasyon pek çok kendine özgü özel yararının yanı sıra, Reiki’nin bize sağladığı faydaları da zenginleştirir ve derinleştirir.
Tedaviden Sonra Bakım Ve Kendi Kendini Tedaviye Devam Etmek
Kendi kendini tedavi uygulamasından sonra adamanızı yapın ve kendinize “ayaklarınız yere basacak” süreyi tanıdıktan sonra yavaşça doğrulun. Bu, enerjinizin dengelenmesini v.e gündelik etkinliklerinize dönmeden önce zihninizin açılmasını sağlar. Derin bir gevşeme uygulamasından sonra aceleyle davranırsanız, kendinizi savunmasız hissedebilirsiniz, başınız döner, hatta sinirleriniz bozulur. Her insan farklıdır ve bazılarının tedaviden sonra kendine gelmesi daha fazla zaman alır. Kendinizi fazlasıyla savunmasız, duyarlı ya da hafif hissediyorsanız oturmaya devam ederek söyle bir niyette bulunun:
Dengeli, odaklanmış, ayaklan yerde ve tam anlamıyla korunuyor.
Bu, başka zamanlarda, özellikle başkalarının size meydan okumasını beklediğiniz durumlarda da rahatça kullanabileceğiniz bir niyettir. Ayaklarınıza ve alnınıza Reiki vererek sersemliğinizi geçirebilirsiniz. Tedaviden sonra elleri yıkamak iyi geleceği gibi, eğer vaktiniz varsa bir duş almak harika olur.
İlk otuz günden sonra, her gün tam bir tedavi uygulamanıza gerek kalmasa da, bazı kimseler Reiki zamanlarını azalttıkları zaman bir fark olduğunu görünce tam tedaviye devam ederler. Yeterince zamanınızın olmadığı günler bile biraz Reiki hiç yoktan iyidir. Her gün Reiki için yirmi-otuz dakikanızı ayırabilir, haftada bir-iki kez de tüm bir tedavi uygulaması yapabilirseniz, Reiki’nin olumlu etkileri sürekli ve uzun ömürlü olacaktır. Tüm tedavi için zamanınız yoksa, üç konum seçin; başınızın arkası, kalbiniz ve kalçanız örneğin; ve her seçtiğiniz konumda beş dakika geçirin. Bu sürede neye ihtiyacınız varsa ve nasıl elde etmeniz gerekiyorsa, ona göre, sizin en fazla yararınıza olacak biçimde niyetinizi belirtin. Niyetinizi böyle basitçe belirterek kısa sürelerde bile harika sonuçlar elde edebilirsiniz.
Bazen kendimize çok fazla Reiki vermek istediğimiz de olur. Aynı gün içinde saatlerce Reiki uygulamak isteyebiliriz. Bu kısa süreler için iyidir. Birkaç gün ya da en fazla birkaç hafta süresince bunu yapabilirsiniz. Özellikle yakın bir ilişkinin sona ermesi, ciddi bir hastalık vb. gibi travmatik durumlarda bu işe yarar. Ancak, bu tür bir tedaviye uzun süreli devam etmek, bilinçaltınızda Reiki’nin etkisini seyreltmenize neden olabilir ya da Reiki sizi olgunluğa ve sorumluluğa götüren kişisel gelişimi sağlayan iç sağaltımınız için bir araç olmaktan çıkarak, gündelik yaşamdan kaçmanıza aracılık etmeye başlar. Bu nedenle on iki duruşun tümünün uygulandığı bir saatlik bir Reiki süresi yeterlidir. Birinci Düzey uygulayıcılar ve İleri Düzey uygulayıcıların çoğu için bu bir saatlik süre, Reiki’yi kullanmanın en etkili, verimli, dönüştürücü özelliği en güçlü yoludur.
Reiki Her Zaman, Her Yerde
Fazladan bir beş on dakikanız varsa, kendinize her yerde Reiki verebilirsiniz. Bu, özellikle trafik tıkanıklığı, iş görüşmesi öncesi, bir tartışma sonrası gibi stresli zamanlarda işe yarar. Aslında stresli durum doğmadan önce kendinizin ve ilgili kişilerin yararına Reiki uygulamanız daha akıllıcadır elbette. İnanın bu uygulamanın gerçekten etkisi görülür ve sonuç herkes açısından daha tatminkar, barışçıl ve dengeli olur. Yapmanız gereken tek şey ellerinizi kendi bedeninizin herhangi bir yerine koyarak Reiki’yj nasıl kullanmak istediğinizi açık açık ve kısaca düşünmekten ibarettir. İnsanların arasındaysanız ve yaptığınız garipsemelerinden çekiniyorsanız, oturur konumda ellerinizi bacaklarınızın üzerine koyun; bu kimsenin gözüne batmaz.
Reiki’yi yapabildiğiniz kadar çok gündelik yaşamınızın bir parçası haline getirin ve kullanın, Reiki kullanımınızı düzenli uygulamalarınızla kısıtlamayın. Reiki için zaman bulmak hiç sorun değildir, bunu biraz düşünerek halledebilirsiniz; örneğin şu durumlarda kendinize Reiki verebilirsiniz:
TV izlerken
Bir parkta ya da kilisede otururken
İşyerinde öğlen ya da ikindi molasında
Tren ya da otobüsle yolculuk ederken, trafik tıkanıklığında arabada otururken
Çalışırken, okurken, ezberlerken
Kuyrukta beklerken ya da yürürken
Yaşamınızı bilinçli olarak Reiki ile güçlendirin. Her zaman Reiki’nin yardımına başvurabilirsiniz, kolayca ve basit bir yolla tüm potansiyelinize erişmenizi sağlayacaktır. Ne kadar çok gevşer, kendinizi açar ve Reiki’ye güvenirseniz, sizin için o kadar verimli olur. Uygulamanızı kendi kendini tedavi seansınızla sınırlamayın. Nerede olursanız olun, ne yaparsanız yapın, ne zaman ihtiyacınız olursa niyetinizi belirtin, Reiki sizinle olsun.
Önemsiz fiziksel sorunlarınız olduğunda ellerinizi bedeninizin o bölgesine koyun. Örneğin, ellerinizi başınız ağrıyorsa başınızın, mideniz ağrıyorsa midenizin, stresli, sinirli ya da gerginseniz bu duyguyu en çok hissettiğiniz yerin üzerine koyun. Burası mideniz, kalbiniz, başınız olabilir. Bu uygulama sizi rahatlatacaktır. Reiki’yi banyoda ya da havuzda asla uygulamayın, çünkü uyuyakalabilirsiniz. Reiki uygulamasından sonra araba kullanacaksanız, tam anlamıyla uyanık olduğunuzdan emin olun.
Reiki’nin Zihin Üzerindeki Etkileri
Düzenli bir kendi kendini tedavinin yararlarını yaşamımızın her alanında hissederiz. Kendi kendine tedavi sırasında hissettiğimiz derin huzuru gündelik yaşamımızın tüm alanlarına taşıyabiliriz. Bu kesinlikle mümkündür ve düzenli Reiki uygulaması sayesinde elde edilir. Olumlu ya da olumsuz eylemlere olan eğilimimiz düşünce ve hissetme alışkanlığımıza göre değiştiğine göre, her gün derin bir huzur ve mutluluk duygusu ile haşır neşir olursak, geçmişte ne kadar negatif olursak olalım, daha tatminkar ve mutlu bir insan haline geliriz. Bu biçimde yaşamaya başladıkça, zaman içinde geçmişimizdeki fiziksel, zihinsel ya da duygusal travma ve hastalıkların kötü etkilerinden de kurtuluruz. Böylece her geçen gün daha fazla “şimdi”de yaşar, tüm ve tamam oluruz.
Reiki zihni sakinleştirir ve yatıştırır, yüzeysel farkındalığımızı aşarak daha içimizdeki “ben’ e dokunur. Bu tür bir bilinç düzeyine ancak derin uykudayken erişiriz. İnsanların çoğunluğu da bu deneyimi yaşarken bilinçli olmadıkları için hatırlamazlar. Zihnimizin daha derin seviyelerine indikçe, ancak derin uykuda hissettiğimiz huzur ve barışı kendi kendine tedavi uygulamaları sırasında keşfetmeye başlarız. Bu, ilk bölümde açıklandığı gibi iç enerjilerimizle zihnimiz arasındaki yakın ilişkiden kaynaklanmaktadır.
Kendi kendine tedavi sayesinde iç enerjilerimiz saflaşıp inceldikçe, zihnimiz de açılır. Düzenli Reiki iç enerjimizin kalitesini artırır, bu da kendi iç doğamıza doğru geçiş yapabilmemizi sağlar. Bunun fiziksel sağlığımız üzerindeki etkileri de olumludur, çünkü fiziksel ve zihinsel stresimiz azaldıkça iyileşir, doğal gücümüze ve yetilerimize kavuşuruz.
Kumda Ayak İzleri
Budizm’e göre her tür hastalık fiziksel olarak ya da bilinç düzeyinde kendini göstermeden önce, zihnimizin en ince, en duyarlı yerinde, bilinçaltımızda ortaya çıkar. Hastalığın gerçek nedenini ortadan yok etmek için, bedenimizin ya da zihnimizin geçmiş yaşamlarımızdaki negatif eylemleri sonucu zihnimizin en derin yerine ekilmiş potansiyel tohumlarını bulmalı, temizlemeli, ortadan kaldırmalıyız.
Reiki bu tohumları ortadan kaldırmamıza yardım eder; ama bu geçmiş eylemlerin zihinsel parmak izleri belleğimizde kayıtlı durmayı sürdürür. Bunu kumdaki ayak izlerine benzetebiliriz. Bu durum aynı yolda yürümeye ya da gelecekte aynı tür negatif eylemlerde bulunmaya eğilim yaratır. Bu yaşamımızda ve gelecek yaşamlarımızda hastalığı ya da başka kötü deneyimleri tümüyle yok etmek istiyorsak belleğimizdeki bu izleri de silmeliyiz. Bunu ancak zihnimizin en derinlerini arıtarak ve ileri meditasyon teknikleriyle bilinç düzeyimizi geliştirerek yapabiliriz (bkz. Ek 1).
Reiki, hastalığın zihnimizin derinlerindeki potansiyel nedenlerini ortadan kaldırarak sağlığımızı korur, gelecekte hastalanmamıza engel olur. Hastalık ancak öbür şartlar var olduğunda meydana gelir. Örneğin, su, ışık ve toprak olmazsa bir tohum ağaca dönüşemez. Aynı biçimde, stres miktarımızı azaltır, yeme içmemize dikkat eder, depresif ortamlardan uzak durur ve en önemlisi, negatif zihinsel durumlardan ve kalitesiz iç enerjilerden kaçınırsak, potansiyel bir hastalığa engel oluruz. Reiki’nin varlığı negatif zihin durumlarından ve kirli iç enerjilerden bizi korur. Demek ki Reiki iki yoldan işe yarar: Var olan sorunları çözer, sorunların doğmasına engel olur.
Aradaki iler
Zihin bir bardak maden suyuna benzer. Yüzeye doğru yükselen kabarcıklar bizim duygu ve düşüncelerimizdir. Biz içimizden yükselen bu duygu ve düşüncelerden oluşur gibi görünürüz; sanki bunlar bizim kimliğimizi ve karakterimizi, “gerçek ben”i yapar. Ancak gerçek doğamız suda yükselen kabarcıklar değil de suyun kendisi gibidir. Özümüz, gerçekte, düşüncelerimiz ve duygularımız arasındaki yere daha yakındır, yani “ben”in yokluğudur.
Reiki uygulaması sayesinde duygu ve düşüncelerimiz yatışır ve zihnimizin gerçek doğasına yaklaşırız. Derin bir huzur duygusunun ötesinde bilincimizin sonsuz, berrak aydınlığını ya da gerçek doğamızı keşfederiz. Bu deneyimleri yaşadıkça, uzun bir yolculuktan eve dönermiş gibi bir rahatlama hissederiz. Bu derin, huzurlu bütünlüğü ve duruluğu gündelik etkinliklerimizin tümüne taşımak ve yaşamlarımızın her alanını zenginleştirmek mümkündür. Zihnimizin gerçek doğasını anlayarak ve kavrayarak tüm sorunlarımızı çözebiliriz! Reiki bizi farkındalığın çok ileri düzeylerine ulaştırabilir. Şimdiki ve gelecekteki sorunlarımızı çözmek istiyorsak ve aydınlanmanın yolunu izleyerek başkalarına yardım etmek amacındaysak, Reiki’yi bir meditasyon ustasının rehberliğinde çalışmamız ve uygulamamız gerekir.
Alıştırmalardan sonra ya da alıştırmalar sırasında bir süre Reiki uygulayınca, içinizdeki ve çevrenizdeki Reiki’nin farkına varırsınız. Bu çok hoş bir deneyimdir. Bazıları bunu “Tanrı’nın size sarılması gibi” diye tanımlar. Ya da tatlı bir “yağmur”, sizi saran titreşimli, vızıltılı bir enerji alanı. Dua, meditasyon ya da kendi kendine tedaviyle bu deneyimleri canlı tutmalıyız. Bunlar gerçekten iyileştiğimizin ve enerjinin daha fazla farkında olduğumuzun, yani doğru yönde ilerlediğimizin birer işaretidir.
Böyle deneyimler yaşamadıysanız da kaygılanmanıza gerek yok, biraz daha merhametli olmakla ve başkalarına yardım etmeyi istemekle kaybedeceğiniz hiçbir şey yok. Hepimiz farklı kimseleriz ve herkesin kişisel ihtiyacına göre Reiki ihtiyacı da farklı. Enerjik anlamda uyanık olmak, her ihtiyacımız olduğunda Reiki’yi bilinçli ve hızlı uygulamamızı sağlasa da, önemli olan, Reiki’nin hoşumuza gitmesidir ve kendi zamanlamamıza uygun davranmaktır. İlerlemenizi ölçmekse kolaydır. Düzenli olarak yaşamınızı gözden geçirin ve birkaç ay önce kim olduğunuza ya da nerede olduğunuza bakın. Kendiniz ve çevreniz hakkında hissettiklerinizi hatırlamaya çalışın. Daha memnun, huzurlu ve tatminkarsanız, ilerliyorsunuz demektir! “Ben”inizin biraz daha az, “ötekilerin” biraz daha fazla farkındaysanız, gerçekten ilerliyorsunuz!
Aşkınlık Ve Reiki Uykusu
Bazen kendi kendini tedavi sırasında ya da başka birinden Reiki alırken, Reiki uykusu uyuruz. Bu, kısa süreli derin bir uyku gibidir. Normal bilinç yüzeyimizi aşarız ve bilincin daha derin bir düzeyine ulaşırız. Bu durum ancak birkaç dakika sürer, ama son derece rahatlamış ve normal farkındalığımızı aşmış olduğumuz için kendimizi saatler boyu uyumuş gibi hissederiz. Bazen de bunun tam tersi olur ve bir saatlik bir kendi kendini tedavi süreci, ancak birkaç dakikalık bir tedaviymiş gibi etki eder! Reiki uykusundan uyandığımızda, güzel bir gece uykusu uyumuş gibi kendimizi tümüyle rahatlamış hissederiz.
Bu deneyimler, ölçülü zamanın göründüğü gibi bir kesinliğinin olmadığını ve zihnin zaman ve mekanın sınırlarının dışına taştığını kanıtlar. Gerçekten de zihin özünde zamansız ve sınırsızdır. Bazı Budist metinlerinde bilincin ya da zihnin gerçek doğası, sonsuz aydınlık bir gökyüzü ya da saf, tam, kutsal bilgi gibi duruluk ve farkındalıkla tanımlanır. Bu hiçbir sınır ya da tanım olmadan “sadece olmak”tır.
Sağlıklı olmak için her gece derin bir uyku uyumamız gerekir. Derin bir uykunun yararlarını görmeden önce saatlerce normal uyku uyuruz. Derin uyku ve Reiki uykusu son derece şifalıdır. Yüzey bilincimizin kaynağına dönmek, zihnimizin derinliklerine inmekle fiziksel ve zihinsel stresimizi boşaltırız, varlığımızın merkezindeki saf farkındalığın ve duru-aydınlık bilincin içine dalarız. Bilinçsiz Reiki uykusu derin uykuları düzenli olmayan ya da derin şifaya ihtiyacı olan kimselerde daha sık görülür.
Pek çok kişi için bilinçli olarak Reiki uykusu deneyimlemek hiç de kolay değildir. Zihnimiz yüzey seviyesinde çalıştığı için aynı anda hem derinden rahatlayacak hem de uyanık kalacak bilinç kapasitesine ya da konsantrasyon yeteneğine sahip değiliz. Bu nedenle normal farkındalık düzeyimizi aştığımızda geçici olarak bilincimizi kaybediyoruz ve Reiki uykusuna dalıyoruz. Dr. Usui, meditasyon ve bilinç ile zihin üzerine yaptığı yıllarca süren çalışmaların ardından zihninin daha derin seviyelerine bilinçli olarak inebiliyor ve bunu gösterebiliyordu.
Reiki alıştırmalarımız ilerledikçe, hem tedavilerimiz sırasında hem de gündelik yaşantımız esnasında, zihnimizin daha incelikli seviyelerinin farkında olacağız. Bu narin, bilinçli, aydınlık ve derin mutlu zihin kendiliğinden ortaya çıkacak. Bu süreci daha fazla anlamak ya da deneyimimizi geliştirmek istiyorsak, meditasyon ve uygun çalışmalar yapmanın faydası olacaktır.
Yaşam Boyu Öğrenmenin Yolu
Bazen Reiki çalışmalarında fazla ilerlemediğimiz duygusuna kapılırız, belki de Reiki düşündüğümüz gibi bize yardım etmiyordur. Tinsel disiplin ve kişisel ilerleme yolunda seçtiğimiz yöntem ne olursa olsun arada bir zorluklarla karşılaşabiliriz, hatta bunlar meydan okumalar ya da serüvenler biçimini bile alabilir! Olanaklar sunmayan ve engelleri olmayan hiçbir yol yürümeye değer değildir. Reiki de dahil.
Yanlış amaçlara ulaşmak için kolay bir yol arıyorsak, hayal kırıklığına uğrarız. Reiki’yi kullanarak sorunlarımızdan kaçıp saklananlayız, dış dünyayı istediğimiz gibi yönlendiremeyiz. Reiki yaşam boyu süren bir öğretidir, bir gecede gerçekleşen bir mucize değildir. Reiki’yi sabır ve bilgelikle kullanmamız gerekir. Dış sorunları değiştirmek yerine kendimiz değişmeye gönüllü değilsek, tersliklerin önüne geçemeyiz. Kendimize yardım etmek istedikçe, Reiki de bize yardım edecektir. Bazı insanlar için bu beceriler ikincil doğalarıdır sanki ve her şeyi kolayca öğrenirler. Ancak çoğumuz için bu beceriler deneyimler aracılığıyla ve uzun sürede edinilir. Reiki bize tutarlı orta yolumuzu bulmada yardım eder; bu yol halihazırdaki ve gelecekteki sınırlarımızın içinde bir yerdedir elbette, ancak sabırlı olur ve tutarlı davranırsak, Reiki’yi terslik ve aksilikleri iç mutluluğa dönüştürmek için kullanmada büyük bilgelik ve beceri kazanırız. Kendi kendini tedavi etmek son derece ilginç bir pratiktir. Ne olduğumuzu sanıyorsak, çoğundan vazgeçecek cesarete sahip olmamız, kendimize karşı açık ve dürüst olmamız ve kendimizi yeni bir ışığın altında gözden geçirmemiz gerekir. Bunu yapmak için “hafif” bir zihne ihtiyacımız vardır; esnek, uyarlanabilir, dengeli ve eski benliğimizi birlikte yaşamaya değer yeni bir bene dönüştürmeye yetkin, yaratıcı bir zihin!
Reiki süreci, insanın nazikçe kabuğunu soymasını, arınmasını, sahte ya da yanılmış farkındalığından kurtulmasını gerektirir; kişi iç karışıklığını, yanlış kimliğini üzerinden atmalı ve gerçek doğasının kademe kademe içinden çıkmasına izin vermelidir. Zaman geçtikçe her anlamda daha açık, daha güçlü ve daha sağlıklı varlıklar olacağız. Ayrıca insanın kendi kişisel gelişim sürecinden tat alması da çok önemlidir. Güçlendiğimizi gördükçe, Reiki ile birlikte uyum ve ortaklık içinde ortak bir amaca doğru ilerlememiz kolaylaşacak. Bu kendi yolumuzu, bu yolun nereye doğru gittiğini anlamamızı kolaylaştıracak. İnsanlık evrimindeki bu ikinci adımı atmak isteyenler için bekleyen sonsuz ve olağanüstü olasılıklar var.
Baş İçin Ellerin Buruşu
Şekil 5.1: Gözler Parmaklarınız ve başparmaklarınızla birlikte avuç içinizi bastırmadan, gözlerinizi açarsanız ışığı göremeyecek biçimde gözlerinizin üzerine yerleştirin. Gözlerinize dokunmayın ya da burnunuzun üzerine bastırarak nefes almanızı zorlaştırmayın.
Şekil 5.2: Şakaklar
Bu duruşta avuç içleriniz şakaklarınızın üzerinde olmalı. Parmaklarınız ve başparmaklarınız başınızın üzerine yönelmeli.
Şekil 5.3:Ense Kökü Ellerinizi ense kökünüze doğru kaydırın, art-kafa kemiğine dokunun. Eleriniz üst üste olmalı ya da kemiğinizi örtecek biçimde yan yana durmalı.
Şekil 5.4 : Ense ve Boyun
Bileklerinizin ve avuçlarınızın içi boğazınıza değecek biçimde ellerinizi öne getirerek ensenizi çevreleyin.
Bedenin ön bölümü için Ellerin duruşu
Şekil 5.5: Kalp
Ellerinizi göğsünüzün üzerinden kalp hizanıza kadar kaydırın ve yan yana yatay tutun. Parmak uçlarınız hafifçe birbirine dokunsun.
Şekil 5.6 : Merkez Sinir Ağı
Ellerinizin bedeninizle temasını kesmeden aşağı doğru kaydırın. Avuç içleriniz göğüs kafesinizin altına denk gelsin ve parmaklarınız merkez sinir ağının üzerinde birleşsin. Merkez sinir ağı, göğüs kafesinin merkezinin tam altında yer alır.
Şekil 5.7: Göbek
Bu duruşta parmaklarınız göbeğin iki buçuk santimetre kadar altında hafifçe birbirine değmelidir. Rahatsanız ellerinizi yatay tutun.
Şekil 5.8: Kasık
Ellerinizi aşağı doğru kaydırarak kasıkların oluşturduğu doğal V biçiminin üzerine koyun. Parmak uçlarınız ancak birbirine değmeli.
Bedenin Arka Bölümü için Ederin duruşu
Şekil 5.9 : Sırtın Üst Bölümü
Bedeninizle teması yitirmeden ellerinizi bedeninizin ön bölümü üzerinde kaydırarak boynunuzun çevresinden dolaştırın ve parmaklarınızı mümkün olduğunca aşağıda omurganıza değdirin. Elleriniz V biçimi oluşturmalı.
Şekil 5.10: Kürekkemiklerinin Altı
Sağ elinizi sol omzunuzun üzerine doğru kaydırın ve sol elinizi, avucunuz sağ kürek kemiğinizi üzerine düz duracak biçimde yerleştirin.
Yukarıdaki hareketin tersini yapın. Bu hareketi yapmak zorsa, bedenin ön kısmı için olanı yineleyin (bkz 5.6. Merkez Sinir Ağı)
Şekil 5.11 Sırtın Alt Bölümü
Bu durumda elleriniz göbeğiniz hizasında ve olabildiğince paralel durmalıdır.
Şekil 5.12 Kuyruk Sokumu Omurganın Kökü Ellerinizi aşağı kaydırarak parmaklarınızı kuyruk sokumunuzun hizasına getirin ve hafifçe birbirine değdirin,