Nefes farkındalığı uygulamaları inşam maddi ve manevi olarak
geliştirmeyi esas aldığı için kadim zamanlardan beri bütün din ve
felsefelerin içinde yer almıştır. Nefes farkındalığı bütün diğer
öğretiler gibi Budist öğretilerin de temelini oluşturuyor. Budist
öğretinin temeli öncesinde Pali Canon metinlerinde kaydedilmiş, daha
sonra 5. yüzyılda Hindistan'da Buddhaghosha tarafından Visuddhimagga
yorumunda ve 6. yüzyılda Çin'de "Başlayanlar için Dhyana" da
derlenmiştir.
Budist öğretinin ana felsefesi içte derinleşebilmektir. Bunun için felsefenin temeli hareketsiz olma ve sessiz kalmayı öğrenmeye dayalıdır. Budist geleneğin meditasyon adı verilen içe dönüş çalışmaları fiziksel yoga uygulamasının doğal bir sonucu olarak zihin üzerinde doğrudan çalışmak için çok önemli fırsatlar yaratır.
Eylemsiz Kalmak
Bu çalışma uygulamaları; kişinin eylemsiz kalmayı başararak bilincin ritmini, eğilimlerini, tercihlerini, dalgalanmalarını, değişken ve maymun iştahlı doğasını ve kişinin kendisini gözlemlemesini sağlar. Bu durumda farkında olunan ve farkında olunmayan davranışlar doğrudan deneyimlenerek aradaki fark anlaşılmaya ve istenilen yönde geliştirilmeye başlanabilir.
Sessizleşmek ve Sakinleşmek
Budist meditasyon geleneğine dayanan birçok çalışma modeli geliştirilmiştir. Düşünceyi sakinleştiren ve olanları açıkça anlaşılır hale getiren klasik yöntemlerden birisi de farkındalık meditasyonudur. Farkındalık uygulamaları sayesinde uygulayıcının bilinci ve düşünce yapısı sakinleşip rahatlar. Bilinç kararsız ve mutsuz yapışırım en kökteki nedenlerini görmeye başladığında yatışmaya başlar. Sakinleştikçe varlığında daha derin ve daha özümsenmiş seviyede hoşnutluk, tatmin ve mutluluk hisleri ortaya çıkar.
Tuzakları Görmek
Bilindiği gibi büyük bir istekle yaptığımız işlerde kendimizi mutlu hisseder, zevk alır ve tamamen yaptığımız işe odaklanırız. Bu öğretide ana amaç bütün bir yaşamı istekli, mutlu ve yaşamın kendisine odaklanarak geçmesini sağlamaktır. Bunun oluşamaması, kişinin bazı eğilimleri sonucu tuzaklara yakalanması ve içinden çıkamaması ile ilgilidir.
Farkındalık uygulaması bu temel eğilimlerin bizi nasıl kontrolden çıkarıp öfkelendirdiğini hatta yaralayıp tuzağa düşürdüğünü açık bir şekilde gösterir. Gördükçe ve anlamlandırdıkça tutunduğumuz ve bizi tuzağa düşüren eğilimleri bırakmaya başlarız. Hatta bu nedenleri kökten kalıcı olarak kesebiliriz. İçsel bir karışıklığa ve anlamsızlığa neden olan tüm bu alışkanlıkları ve eğilimleri bir kez bırakınca önümüz aydınlanır ve gelişmeye başlarız. Bu durum mutlu, hoşnut, sorumlu ve özgür bir birey olarak gelişme sürecine geçmek anlamına gelir.
Kendini İyi Hissetmek
Nefes çalışmaları yaptıktan sonra kendimizi "iyi hissederiz". Kısa bir ateş nefesi uygulamasından sonra bile fiziksel ve psikolojik gerginlikler azalır. Daha sakin, daha bütün ve canlı hissederiz. Konsantrasyonumuz artar, daha bütün, mutlu hissederiz. farkındalıkla yapılan ve agresyona neden olmayan herhangi bir fiziksel aktivitede de aynı fiziksel ve zihinsel rahatlık deneyimlenebilir. Bu özümüzde kolay ve rahat ulaşılabilir bir iyileşme programının olduğunun anlaşılmasını sağlayabilir. Nefes ve içe dönüş çalışmalarını birleştirdiğimiz zaman özgürleşerek gevşeme deneyimini özümüzün daha derinlerine taşıyabiliriz.
Farkındalık Aşamalı Bir Süreçtir
Nefes farkındalığı aşamalı bir süreç olduğundan, her gün düzenli olarak farkındalık uygulamalarının yapılması sonucunda kişi kendisini tanıyamayacak kadar yüksek bir bilinç ve farkındalık seviyesinde bulabilir. Nefes farkındalığı sayesinde zihin/beden sakinleşerek rahatlık hissi ortaya çıkmaya başlar. Bu durumda duygu, düşünce ve davranışlarda yüksek bir dikkat içinde pasif bir duruş edinilir. Bu kazanç aynı zamanda olaylar ve kişiler karşısında kendimizi gerçekte nasıl hissettiğimizi anlamamızı ve içimizdeki duygularla bağlantıya geçmemizi sağlar.
İç Dünya ve Dış Dünyayı Dengelemek
Özümüzün daha derinlerindeki dalgalanmaları ve eğilimleri görmeye başlarız. Çevremizle ilgilenmeye başlar, deneyimlerimize ve dış dünyaya karşı daha alıcı ve daha açık oluruz. Bunun sonucu dış dünya ile iç dünyamız arasında denge ve uyum oluşturmaya kendimizle ve çevremizle ilişkilerimizde derinleşmeye başlarız. Bu sonuca ulaşmak için her gün yarım saatlik bir nefes farkındalığı uygulamak doğal yaşam biçimimiz haline gelmelidir.
Vipassana farkındalık Çalışması
Vipassana, olanı olduğu gibi görmek anlamındadır. Vipassana, Hint kültürünün en eski içgörü, farkındalık yöntemlerinden birisidir. Yaşam sanatı olarak ve sorunlara çözüm oluşturmak için 2500 yıl öncesinde Gautama Buddha tarafından oluşturulmuş ve uygulanmaya başlanmıştır. İçeriği nefes izleme uygulamasına dayalıdır.
Nefes Uygulamasında Dört Dikkat Noktası Vardır.
İlk dikkat, bir süre beklemenin ardından ciğerlere alman nefesedir. İkinci dikkat, nefes içeri girdiğinde kısa süre için tutulmasının izlenmesi üzerinedir. Üçüncü dikkat, nefesin dışarı verilmesidir. Dördüncü dikkat nefes dışarı verilip ciğerlerin boş olduğu zamanın izlenmesidir.
Ardından nefes içeri çekilmeye başlandığında ilk izleme dikkatine geri dönülür ve nefes döngüsü ortaya çıkmaya başlar. Bundaki amaç, kişinin kendi kontrolünde olmayan düşüncesini etkisiz hale getirmesidir. Burada diğer nefes çalışma yöntemlerinden farklı olarak doğal nefes ritminin değişmesi istenmez. Uzun, derin nefesler yerine normalde olmakta olan şekliyle nefes alışverişlerine izin verilerek nefes sadece izlenir.
Bu çalışma kolay ve hızlı bir şekilde düşünceyi sessiz ve sakin hale getirmeyi, içsel karışıklığı gidermeyi, aklı özgürleştirerek en yüksek mutluluğu getirmeyi amaçlar. Kişinin içine düştüğü düşünsel ve duygusal sorunların yarattığı çaresizliği, açmazları yok ederek, düğümleri çözmeyi, yaşamı acı ve zorlukla deneyimleme anlayışını mutluluğa ve huzura dönüştürmeyi sağlar.
Duygu ve Düşüncelerin Kölesi Değil, Efendisi Olmak
Vipassana, kendi kendini gözlemleyerek dönüştürmeyi sağlayan bir kişisel gelişim çalışmasıdır. Beden ve düşünce arasındaki bağlantıyı takip eder. Bu bağlantının takip edilmesi, varlığın yaşamı şekillendiren, modelleyen, koşullayan duyguları disiplin altına almak için, dikkatin duygular üzerinde yoğunlaştırılması ile gerçekleştirilen doğrudan bir deneyimdir. Bu deneyim düşünce ve fizik bedeni etkileyen ortak kökenleri ortaya çıkarır. Nedenler üzerinde çalışarak sonuçlara ulaşmayı sağlar.
Düşünce ve duygular belli yasalara bağlı olarak çalışırlar. Bu yasaların anlaşılması konunun en iyi şekilde yönetilmesini sağlar. Dikkatin beden ve düşünce yapısının ortaya çıkardığı süreçler üzerinde yoğunlaştırılması sonucunda, kişi düşüncelerinin ve onların oluşturduğu duyguların kölesi değil, efendisi olmayı öğrenir. Kişinin yaşam kalitesini düşünce ve duygularım ne derece kontrol edebildiği belirler. Duygu ve düşüncenin işlevselliğini belirleyen çalışma düzeni anlaşılır hale geldiğinde doğrudan deneyimle kişinin gelişmesinin ya da gerilemesinin, acıyı ve zorluğu yaratmasının ve bütün bunlardan nasıl özgürleşebileceğinin doğası anlaşılır. Bu gözlem esaslı kendini arama yolculuğuyla; dikkat becerisi gelişmiş, denge ve uyum kazanarak özgürleşmiş bir varlığa ulaşmakla sonuçlanır.
Doğal farkındalık durumunda duygu ve düşünceleri izleme, geçmişe ya da geleceğe bakma ihtiyacı duyulmadığı an gelinceye kadar devam ettirilmelidir. Beden, duygu ve düşüncelerin gerçek doğasını tümüyle anlamak için sadece nesnel farkındalık ve saflaşmış dikkat oluşturmak yeterlidir. Bu yeterlilik varoluşun görülmeyen gerçeğini görmeyi, bilmeyi ve kavramların ötesine geçmeyi sağlayabilir.