Hayatınızın en tatlı ve güzel anlarıdır seyahat etmek, insanların hayatına
hem pozitif yönde olumlu bir enerji katar, hem de yeni şeyler kazandırır.
Hayatı tek düzelikleri sıkıcı olmaktan çıkarır.
Bu nedenle mümkün olduğu kadar sık sık seyahat edin. Ne zaman yaşamınız içinden çıkılmaz bunalımlı bir ruh haline bürünürse hemen bir seyahate çıkın!
Bu seyahatinizin uzun bir mesafe olması gerekmez, kısa da olsa bir süre sizi ferahlatacaktır.
Seyahat esnasında mümkün derece kendini sessize el ve sadece çevreni gözlemle! Çevrenizde gördükleriniz ile ilgili olumlu olumsuz yorum yapmadan, neden, niçin sorularından uzaklaşarak sadece gözleminizi yapın.
Gözlem bize yeni fikirler kazandırır, hem de yepyeni sayfalar açar. Örneğin yolda rastladığınız bir hayvanın davranışı, bir bahçede ağaçların dizilişi, yolların durumu, bir köşede tartışan iki insanın hareketlerini gözlemleyin!
Bu gözlemler içinde sıkıştığınız duruma bir pencere açarak sana güzel fikirler kazandıracaktır.
Gözlem;
• Kişide araştırma, inceleme alışkanlığı kazandırır.
• Kişileri daha dikkatli yapar.
• Gözlem yoluyla elde edilen bilgiler daha kalıcıdır.
• Gözlemde kişi daha bilinçli çalışır.
• Gözlem, insanın planlı çalışmasını sağlar.
• Gözlem, sizin etkin olmanızı gerekli hale getirir.
Başka bir gözlem şeklini size sunalım. Belki de gözlemin bu yönünü bilmiyorsunuzdur.
Erkeklerin arabalara karşı nasıl bir aşkı varsa, bu da öyle bir durum. Dikkat edin erkekler bir araba galerisinin önünden geçerken mutlaka döner bakar. Bazen zamanı varsa almayacağı halde, daha doğrusu alacak parası olmamasına rağmen galeriye, araba pazarına girer, pazarlık bile yapar, gezdikten sonra da yüzünde gülücüklerle mutlu bir halde oradan ayrılır. Bu pozitif enerjiyi ona gözlemi kazandırır. Aslında araba alamadığı için pazardan ayrılırken normalde mutsuz olması gerek, ama tam tersi oluyor.
Kadınların da ayakkabılarla ilginç bir sıcak ilişkisi vardır. Bir kadın cüzdanında ayakkabı alacak kadar parası olmamasına rağmen ayakkabıcının önünde durur, vitrini seyreder. Bununla da yetinmez, içeri girer, bir sürü ayakkabıyı ayağında dener, nasıl durduğunu gözlemler ve sonra hiç ayakkabı almadan çıkar, gider. Giderken beğendiği ayakkabıyı alamadığı için mutsuz değildir, tam tersine mutludur. Gözlemler insana her zaman olumlu bir şeyler katar.
Her iki örnekte de gözlem sonucu bir şeyler öğrenilir, bildiklerinize yeni bilgiler kazandırır, bilmediğiniz bir şey varsa, bilmenizi sağlar. Deneyin, göreceksiniz.
Almanya’da bir göçmen kampını ziyaret ettim. Bir hafta kampta kaldım. Baktım ki, insanlar aynı dili bilmese de hiç kavga etmiyor.
Bunun tek bağlayıcı noktası, hepsi birbirini gözlemliyor. Gözlemleyerek birbirine karşı saygılı davranıyorlar. Karşısındaki neden hoşlanmıyor, neden hoşlanıyor, neyi seviyor, neyi sevmiyor gözlemler yoluyla tespit edip, ona göre davranıyor. Bütün bunları gerçekleştiren gözlemdir.
Kendi davranışlarımızı gözlemlemek:
Psikolojik araştırmalarda görüyoruz ki, birbirinin sohbetinden hoşlanan iki insan sohbet sırasında birbirinin davranışlarını modelliyor. Bunu bilerek değil tamamen içgüdüsel olarak yapıyor. Yani, ellerini kullanma biçimleri, oturma biçimleri, ara ara benzerlik gösteriyor. Birisi elini saçma götürdüğünde diğeri de benzer bir hareketi yapabiliyor. Tüm bunlar doğal gelişiyor. Bu da araştırmacılara birbiriyle uyumlu ve güvenli durumlarda bireylerin doğal olarak birbirlerine benzer davrandıklarını gösteriyor.
Dolayısıyla yabancılarla iş yaptığınızda modellemeden faydalanabilirsiniz. İnsanlar birbirine benzeyenlere güven duyma eğilimindedirler. Hepimiz doğal olarak bu yetiye sahibiz.
Gözlem yapmak, bakmak ve kritik yapmaktan ziyade, gözlemlediğiniz şeyleri analiz edebilmek ve öğrendiğinizi muhakemeniz doğrultusunda kullanabilmekle ilgilidir. Gelişebilmek için gördüklerinizi gözleme, gözlemlediklerinizi anlama ve harekete çevirmeye bakın.