Kişisel Gelişim

 

 

Kader

Chartier Alain


Voltaire derdi ki: "Kader bizi sürükleyip götürür, isteklerimize kulak asmaz.” Hayatta o kadar başarı kazanmış bir büyük adamın ağzından çıkan bu söz beni hayrete düşürüyor. Gerçi dış dünyada kader yıkıcı araçlarla üzerimizde etkisini gösterir; düşen bir taş ya da obüs, basit bir adam gibi en büyük filozofu da ezebilir. Böylesine güçler, bir an içinde bizi dünya yüzünden silip götürebilir. Ama, insanı bu kadar kolaylıkla öldürebilen olayın onu değiştirmeye gücü yetmez.

Güçlü insanlara özgü olan azimli irade, her türlü durumda, yine de bir yol açıp geçmesini bilir. Güçlü adamın özelliği, her şeye kendi damgasını vurmasıdır. Ama bu güç sanıldığı kadar az bulunur bir değildir.

"Gençliğin istediği şeylere, yaşlılar büyük bir bollukla sahiptir." Goethe, anılarının başında bu atasözünü anar. Ve Goethe, her olaya kendi formülüne göre biçim veren insanlara parlak bir örnektir. Her insan Goethe olamaz, doğru; ama herkesin kendi benliği vardır; damgası güzel olmasa da her geçtiği yerde görülür. İstediği şey ulaşılması zor olmayabilir, ama buna kavuşmuştur. Goethe olmayan adam, aslında Goethe olmak da istememiştir.

İsterse harabelerde bulunsun, her bulunduğu yerde tüccar, alıp satar; faizci borç verir; şair, şiir yazar; tembel, uyur. Pek çok kimse, şundan ya da bundan yoksun olduğum dan yakınır; ama nedeni bunu gerçekten istememiş olmasıdır. Bahçesinde lahana dikmeye giden şu emekli albay, pekala general olabilirdi! Yaşamını kurcalasam, yapması gerektiği halde yapmamış, yapmak istememiş olduğu ufak tefek' birtakım şeyler bulurum. General olmayı istemediğini ona kanıtlarım.

Ellerinde bir sürü olanak bulunmasına karşın, ancak küçük ve önemsiz bir mevkiye erişebilmiş insanlar görüyorum. Peki, ne istiyordu bunlar? Açık sözlü olmak mı? Olmuşlardır. Kimseye dalkavukluk etmemek mi? Etmemişlerdir ve etmezler. Mantık yoluyla, öneri ve öğüt yoluyla, ret ve inkar yoluyla iktidarlarını göstermek mi? Gösterebilirler.

Parası yok mudur? İyi ama o zaten parayı küçük görmemiş miydi? Para, ona değer verene gider. Bana tek insan gösterin ki, zengin olmayı istediği halde olmamış bulunsun. istediği halde, diyorum. Ummak, istemek değildir. Şair, eline yüz bin frank geçmesini hayal eder, ama kimden ve nasıl olduğunu kendisi de bilmez. Bu yüz bin franka doğru en küçük bir adım atmaz; o yüzden de bu paradan yoksun kalır. Ama güzel şiirler yazmak ister; yazmıştır da... Er geç bir yolunu bulup işleme geçen bu iç kuvvete kader adını verebiliriz; ama yanlışlıkla Pyrrhus’un başına düşerek onu öldüren tuğlayla, o pek varlıklı ve amaçlı yaşam tarzı arasında hiçbir ortak nokta yoktur.

 

 

 

 


 


Ana Sayfaya Dönmek İçin Tıklayın 

  www.aymavisi.org  
 

 

 

 

 
 + Büyüt | - Küçült