Gelişkin karakterli insan Ben Dünyasında, zayıf karakterli insan Ego
dünyasında yaşar. Hangi karakterde olursa olsun.
Karakterimizin gelişkinliğini aşağıdaki listeye göre test edebiliriz. Siz hangi kavramlara hayatınızda daha çok yer veriyorsunuz?
Ceza
Savaş
Rekabet
Kazan-kaybet
Münakaşa
İntikam
Kin tutma
Kontrol
Korku temelli kararlar
En kötüsüne odaklanmak
Açgözlülük
Önce ben
Başkalarını kullanmak
Kendinden zayıfları sömürmek
Alay etmek, küçük düşürmek
Düzeltmek Karşılıklı uzlaşmak
İşbirliği Kazan- kazan
Arabulucu
Düzelmesine olanak tanımak
Affetmek
Özgürlük
Cesaret ve risk almak
En iyisine odaklanmak
Cömertlik Daima biz
Başkalarına saygı duymak
Zayıfa şefkatle yaklaşmak
Esprili olmak
Sevdiği işi yapan insan hayatında bir gün bile çalışmamış demektir.
Hayatın ilk yarısında kendi karakterimizin özellikleri bizim için gerçeğin ta kendisidir. Başkaları nasıl düşünürse düşünsün, kendi değerlerimizin, kendi prensiplerimizin, kendi önceliklerimizin "en doğru" olduğunu düşünürüz.
İkinci yanda, bizden çok farklı olan insanların özelliklerinin değerini bilmeye başlarız. Hatta hayatın akışı içinde zıttımız olan karakterin aktiviteleriyle geçirmek zorunda olduğumuz birçok dönem yaşarız. Ama bu değerler ve aktiviteler bizim için doğal yaşanmaz.
Eğer zıt karakterimizin değer ve aktiviteleriyle uzun süre yaşamak zorunda kalırsak, stres, endişe, öfke, can sıkıntısı yaşamaya başlarız. Kendimizi özümüzden kopmuş gibi hissederiz.
Ne kadar olgunlaşırsak olgunlaşalım, zıt karakterimiz için doğal olan bir hayat bize doyum vermez.
"Ben asla böyle bir hayat yaşamak istemem" dediğiniz hayattan keyif alan ne çok insan var, değil mi?
Karakterimiz bizim "kaderimizdir". Ben bir Dost/Mistik olarak, gazetecilik yaptığım yıllarda bir derginin yöneticisi olmak için teklif almıştım. Eğer teklifi kabul etseydim, bugün belki başarılı bir yönetici olurdum ama yaptığım iş bana doyum vermezdi. Benim yöneticilikte gözüm olduğunu sanan bir Amazon'un o dönemde bana karşı cephe oluşturma çabalarında kendini paralamasını hala çok komik bulurum. O kazandı ama çabalarından dolayı değil, benim pozisyonu kabul etmememden dolayı. Bu gerçeğe hala inanabileceğim sanmıyorum. Çünkü böyle bir pozisyonu reddetmek onun realitesine uymuyor.
Karakterime uygun biçimde insanların içindeki potansiyeli ortaya çıkarmalarına katalizör olmaktan, verdiğim eğitimler, yazdığım kitaplar ve hazırladığım kasetler aracılığıyla bildiklerimi paylaşmaktan, yaratmak ve üretmekten büyük doyum alıyorum.
İsmini şu anda hatırlayamadığım bir düşünürün "Sevdiği işi yapan insan hayatında bir gün bile çalışmamış demektir" sözünü çok seviyorum.
Asla bir Amazon olamasam da, Amazonluk yanımı, sevdiğim ve takdir ettiğim Amazon arkadaşlarımı gözlemleyerek geliştirmeyi de öğreniyorum. Çünkü sevdiği işi yapan insanlardan "iyilik" talep eden sayısı "hayli çok" duygu sömürücülerine "hayır" demeyi öğrenmem gerekiyordu. Sevdiğim işi yaparken elde ettiğim maddi kazançtan suçluluk duymamayı öğrenmem gerekiyordu. Gelişkin olmayan birçok Dost/Mistik, sevginin tek başına yeterli ödeme biçimi olması gerektiğine inanır. Ama günlük hayatta bakkal, manav, ev sahibi, işyeri çalışanları, kendimi sürekli geliştirmek ve yenilemek için her yıl yurtdışında katıldığım eğitimler vb... hiç kimse sevgiyi ödeme birimi olarak kabul etmiyor.
"Yaptığın işi seviyorsun ya! Bir de utanmadan bundan maddi kazanç da mı istiyorsun?" sözünün içimde yankılanmasını Amazon'larda hayranlık duyduğum özellikleri kendimde geliştirerek susturdum. İnsanlar sevmedikleri, hatta nefret ettikleri işleri yaparken bile kazanmaktan suçluluk duymazken, sevdiğin işi mesleğine dönüştürmek niye suç olsun? Ayrıca sevmediğim bir işte çalışmak zorunda kalırsam, sevdiğim işi yapmaya vaktim ve enerjim olacak mı?
Çoğumuza çalışmanın da, eğitim almanın da yapılması gereken bir görev olduğu öğretildi, zevk değil. Zaten günümüz sistemi ikisinde de bu düşünceyi haklı çıkarıyor.
O Amazon arkadaş bugün hala daha da üst konumda başarılı bir yönetici. Onunla yapılan röportajları okuduğumda hayatından doyum aldığını hissediyorum. Onun da benim yaptığım işi yapsa keyif almayacağını tahmin edebiliyorum.