Kişisel Gelişim

 

 

Bir Manipülatör Nasıl Anlaşılır?

Isabelle Nazaer-Aga


Manipülatörler aramızda. Üstelik de oldukça önemli sosyal konumlar işgal ediyorlar. Doktor, gazeteci, eğitmen ya da genellikle iktidarla bağlantılı bir meslekten olabiliyorlar. Ama aynı zamanda ev kadını ve anne, kuaför, vs. de olabiliyorlar. Manipülatörü manipülatör yapan, faaliyeti değildir.

İkili ilişkideki manipülatör taraf, hep aynı cinsiyetten ile olmuyor, tercih ettikleri bir alanla da sınırlı değiller. Sosyal, ailevi, özel ya da mesleki yaşantımızda at oynatıyorlar.

Manipülatör olmak bir taktik değil, bir haldir. Bir kişilik türüdür. Psikiyatrik açıdan patolojik olarak tanımlanan, ancak buna rağmen pek incelenmemiş olan narsistik bir kişilik türü.

Dolayısıyla, manipülasyon YAPMAKLA manipülatör OLMAK arasında temel bir fark vardır. Hayır, hepimiz manipülatör değiliz! Onlar toplumun yaklaşık yüzde 3'ünü oluşturuyorlar ama durumları hepimizi ilgilendiriyor, çünkü verdikleri hasar büyük, sistematik ve çevrelerinin yüzde 90'ı için yıkıcı boyutta.

MANİPÜLATÖRÜN BELİRLEYİCİ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Onlara manipülatör denmesinin nedeni, esasen karanlık ve şeytani bir yüz sergilememeleridir. Onların da herkes gibi iyi nitelikleri vardır. Kişiliklerinin kolay ve çabuk anlaşılamamasının nedeni de budur zaten. Konuşmaları, davranışları ve tavırları, çevrelerindeki insanların kafalarını sürekli karıştırır. Gerçek ve somut örneklerle bezeli bu kitap, gerçek manipülatörleri keşfetmenize yardım etmeye yöneliktir. Onları tanımlayan otuz çok kesin özellik vardır. Bir manipülatörle karşı karşıya olduğumuza karar verebilmek için, bu listeden en az on özelliğe sahip olması gerekir. Bu sayının altındaki durumlarda söz konusu olan münferit bazı davranışlardır ve mutluluk verici bir ilişki açısından zararlı olsalar bile bir "manipülatörden" bahsedemeyiz.

1. Aile bağları, arkadaşlık, aşk, mesleki sorumluluklar adına, başkalarını suçlar.

2. Başkalarına mükemmel olmaları, asla fikir değiştirmemeleri, her şeyi bilmeleri ve soru ve gereksinimlere hemen cevap vermeleri gerektiğini hissettirir.

3. Gereksinimlerini karşılamak için başkalarının (nezaket, insanlık, dayanışma, ırkçılık karşıtlığı, "iyi kalplilik", "cömertlik", "iyi" ya da "kötü" anne, vs. gibi) ahlaki ilkelerini kullanır.

Manipülatörün belirleyici özellikleri nelerdir?

İlişkideki manipülatör, bir takım hayali hatalardan suçluluk duymanızı sağlar. Sözde mantıklı muhakemeler ve amacına uygun şekilde ifade ettiği ahlaki kurallar kullanır. Durumları tersine çevirmekte üstüne yoktur ve karşısındakinin aklım karıştırmayı başarır. Eğer karşısındakinin kendini olur olmaz şeylerden sorumlu ve suçlu hissetmeye doğal bir eğilimi varsa, bu manipülatör için tercih sebebi olacaktır.

Manipülatör, bir "çifte bağlayıcılık" (double bind) ustasıdır. Ama maalesef bu alanda tek de değildir! Çifte bağlayıcılık; birine uyulduğunda diğerine mecburen karşı gelinen iki zıt mesajın verildiği, paradoksal bir iletişim biçimidir. Örneğin birisi, (bir şeyler öğrenmek istediğiniz bir konuda) size hem kültür eksikliğinizden bahsedip hem de "Aklını çalıştır!" ya da "Sana açıklamamın hiçbir anlamı yok, çünkü bu konuda hiçbir şey bilmiyorsun!" şeklinde cevap verirse, kendinizi çifte baskı altında hissedersiniz. Ne yaparsanız yapın, kendinizi vasat hissedeceksinizdir.

4. Başkalarının nitelikleri, uzmanlıkları, kişilikleri hakkında kuşku yaratır: Eleştirir, küçültür ve yargılar.

5. Eş ya da ebeveyn bile olsa kıskançlık yapar.

6. Hoşa gitmek için iltifat eder, hediyeler alır ya da aniden çok ilgili davranmaya başlar.

Manipülatör durmadan eleştirir. Dolaylı yoldan ya da çok açık bir şekilde. Doğrudan size hitap eder ya da aracı kullanır. Birkaç kişi (birkaç aylığına!) muaf kalsa da, çevresindeki herkes, ne yaparlarsa yapsınlar, eleştirilerine hedef olacaklardır. Mükemmellik diye bir şey yoktur ve o bunu belirtmek için vardır... başkalarına! Bunun için her fırsatı kullanır; mesela almış olduğunuz domateslerin kalitesini. Psişik olarak varlığını sürdürebilmesi; "başkalarının değerini düşürme" eylemine, sanki bu ona "sağlık" veriyormuşçasına, sıkıca bağlı gibidir! Onu boğulmakta iken hayatta kalabilmek için kurtarıcısının kafasını ezen birine benzetebiliriz. Sanki yaşam ve çevreyle kurulan ilişki, sonsuz bir mücadeleden başka bir şey değilmiş gibi... Başkalarının yaşamsal özünden beslenmek, vampirliğinin temel özelliğidir. Amacına ulaşmak için, dalkavukluk ve yağcılık yapmaktan kaçınmaz, (sabırlıdır, araçlar ve vadenin uzun olması onu korkutmaz). Bazı iltifatları içten olabilir ama sonradan aleyhinize işleyebilir. Kıskançlığı benzersizdir. Elde edemeyeceklerine sahip çıkmaya çalışır: Niteliklerinize, yeteneklerinize, başarılarınıza, maddi varlıklarınıza.

7. Kendine acındırmak için kurban rolü oynar (abartılan hastalık, "zor" çevre, iş yoğunluğu, vs.)

Manipülatör, kurbanlaştırmaya sık başvurur. Ona kalırsa, "şans" yüzüne gülmemektedir. Başkalarının yeteneksizliğinin, vasatlığının, zayıflıklarının kurbanıdır o. Hastalandığında, hastalığını abartır. Ölümün eşiğindedir! Bu sizin, doktorların ya da ona hiçbir şeyi kolay yoldan vermeyen hayatın suçudur. Hastalanan siz olursanız, ondan yardım beklemeyin. Sizin "hastalık hastası" olduğunuzu düşünecektir.

8. Sorumluluklarından, onları başkalarının üzerine atarak kurtulur.

Bir sorunun çözümü kontrolünden çıktığında, manipülatör o konudaki sorumluluklarından sıyrılacaktır. Sorumluluğu başkalarının ya da sistemin üzerine atar. Buna karşılık eğer bir iş "yolunda giderse", çorbada tuzu bulunduğunu söyleyip durur. Bir karar alınacağında kendini geri çeker ama beklenen sonuçlara ulaşılamaması konusunda sizi ilk suçlayan da o olacaktır.

9. İsteklerini, ihtiyaçlarını, duygularını ve düşüncelerini açıkça ifade etmez.

10. Sık sık net olmayan yanıtlar verir.

11. Konuşma esnasında tamamen konu değiştirir.

12. Görüşmeden, toplantıdan kaçınır ya da kaçar.

13. Mesajlarını iletirken insanları ya da araçları aracı olarak kullanır (yüz yüze konuşmaktansa telefon eder ya da yazılı not bırakır).

14. İsteklerini, öne sürdüğü mantıklı nedenlerin ardına gizler.

15. Doğruyu öğrenmek için yanlışı öğütler, saptırır ve yorumlar.

16. Eleştiriye tahammül edemez ve kanıtları inkar eder.

17. Üstü kapalı şekilde tehdit eder ya da açıkça şantaj yapar.

Bir manipülatör konuşur ama gerçek anlamda iletişim kurmaz. En iyi ihtimalle, tek yanlı bir dünya hakkında veya alaycı mesajlar dile getirir. Düşüncenizin ya da niyetinizin doğruluğunu size onaylatmadan, ona söylediklerinizi çarpıtır ve yorumlar.

Onu sıkan konuşmalardan; (içerik ve anlam açısından) sizin için sır olarak kalacak kelime oyunlarıyla ya da fiziksel olarak, kaçar. İsteklerini açıkça dile getirmez ve ancak siz yanıt verdiğinizde bir sonuca bağlayacağı dolaylı bir soru sormayı tercih eder. Örneğin, "Arabamın karbüratörüne bu akşam bakabilir misiniz?" demek yerine, "Bildiğim kadarıyla tamirattan iyi anlıyorsunuz?" diyebilir. Aynı mantıkla, cevapları da açık ve net olmaktan uzaktır. Sadece sonuçta haklı çıkabilmek için yapmaya katlandığı tartışmalarda, balığı kavağa çıkarabilme yeteneğine sahiptir. Sizden gelecek hiçbir görüşe, hiçbir eleştiriye, hiçbir reddetmeye tahammülü yoktur. Eğer susuyorsa, baklayı ağzından sonradan çıkaracaktır. Ya da hesap yapıyordur! Çok küçük de olsa, ona yapılan bir eleştiri, canınızı yakacak birkaç düşüncesini beyan ederek gizlemeye çalışacağı güçlü bir tedirginlik yaratır onda. Kendisini tehdit altında hissettiğinde ve amacına ulaşamayacağından endişe ettiğinde, üstü kapalı tehditler kullanabilir. Aile ortamında ya da bir aşk ilişkisinde, manipülatör şantaja ve intihar tehditlerine başvuracaktır. Sadece ona olan aşkınızı ifade etmenizi sağlamak için bile olsa.

18. Kuşku ve nifak tohumlan eker, daha iyi yönetebilmek için böler ve çiftlerin ayrılmasına neden olabilir.

19. Görüşlerini, davranışlarını, duygularını, insanlara ve durumlara göre değiştirir.

20. Yalan söyler.

Bir takımın, bir ailenin ya da bir arkadaş grubunun, yeni bir elemanın (manipülatör) aralarına katılmasından itibaren giderek bölünmesi, sizi kuşkulandırmak. Birbirleriyle iyi anlaşan insanların arasında bulunmak, manipülatörü "rahatsız" eder. O halde, gruptaki insanlar arasında kuşku ve yanlış anlamaların meydana gelmesini sağlamaya çalışacak, bir başka deyişle nifak tohumları ekecektir. Anlaşmazlıklar yavaş yavaş gelişir ve genellikle gerçek kaynaklarını kimse saptayamaz. Peki manipülatörler dengesiz midirler? Kesinlikle. Ortak özellikleri, kimin karşısında bulunduklarına bağlı olarak davranış, tutum, söylem, fikir ve hatta karar değiştirebilmektir. Manipülatörün mimikleri, gülüşü ve hatta ses tonlamaları bile, birden bire değişebilir. Bu garip dönüşüm olayını sadece en yakınları fark eder. Sanki bu sözsüz tepkileri doğuran duygu ve coşkuların, gerçekte hiçbir temeli yokmuş gibi. Manipülatör ayrıca, size üç gün önce çektiği söylevin tam aksi bir savı, üç gün sonra savunabilir. Çelişkisini yüzüne vuracaksanız, fikir değiştirmiş olduğunu kesinlikle reddetmesine ve önceki konuşmadan hiçbir şey anlamadığınızın ya da yanlış anladığınızın söylenmesine hazır olun! Başka tanık yoksa, dinleme yeteneğinizden şüphelendiğiniz bile olur. Manipülatörler, yalını sanatının illüzyonistleridir. Yalan ve numaralarının nicelik ve sıklığının kendileri de farkında değil gibidirler. Bu asla farkında olmadıkları anlamına gelmez tabii!

21. Başkalarının cehaleti üzerine oynar ve kendisini üstün gösterir.

22. Bencildir.

23. Konuşması mantıklı ve tutarlı görünürken, tavırları, davranışları ve yaşam tarzı aksi bir tablo sergiler.

24. Etrafından bir şey istemek, onlara emretmek ya da onları harekete geçirmek için hep son dakikayı bekler.

25. Başkalarının hak, gereksinim ve isteklerini göz önüne almaz.

26. Kendisinden istenenleri (ilgilendiğini söylese de) hiç umursamaz.

27. insanda bir rahatsızlık ya da özgür olmama (tuzak) hissi yaratır.

28. insana, kendisine kalsa normalde yapmayacağı şeyler yaptırır.

29. Kendi amaçlarına ulaşmada başarılıdır ama başkalarını harcayarak.

30. Onu tanıyan insanlar arasında, kendisi orada olmasa da sürekli olarak sohbet konusudur.

Bir manipülatörle karşı karşıya olduğunuzdan şüphelendiğinizde, "bir manipülatörün tipik davranışları şifre çözücüsü tablosunu" aklınızda bulundurmaya gayret edin. Bu tablo sayesinde giderek, bu tip bir kişiliğe ait özellikleri bir insanda saptayabilmeyi öğreneceksiniz. Bu patolojik kişiliği teşhis etmek aslında kolay değildir. "Manipülatör" tabirini de bu nedenle kullanıyoruz zaten. Üstelik bu insanların "maskeleri", yukarıda sayılan özelliklerin yarattığı imajdan çok daha sevimlidir bazen. En sık rastlanan maskeler şunlardır: Sempatik, baştan çıkarıcı, özgeci (kendinden çok başkalarını düşünen), kültürlü, çekingen ve nihayet fark edilmesi en kolay olanı, (sevimsiz maske!) diktatör. Manipülatörler Aramızda çalışmasında da anlatıldığı gibi, bu dengesiz insanlarla birlikteyken hoşça vakit de geçirebiliyoruz bazen. Hiçbir açıklaması olmayan değişimlerle karşılaşınca çevrelerinde oluşan şaşkınlık ve kararsızlığın nedeni de bu aslında. Ölümlülerin ortak bilincinde, (örneğin) o kadar sevimli birinin, bir manipülatör olmasının hiçbir "anlamı yok". Bir anlamı olmayınca da anlam başka bir yerde aranıyor. (Son derece dengesiz biriyle duygusal, ailevi, sosyal ya da mesleki bir ilişkide bulunmuş olan) kurbanını, bu manipülatörün ardına gizlendiği yanıltıcı görünümlerin farkına varmaya ikna etmek, bazen çok zor olabiliyor.

BİLİNÇLİLER Mİ?

Bu soru bana sık sorulur ve beni yanıtı detaylandırmaya yöneltir. Birçok gözleme göre, manipülatörlerin çoğu, çevreleri üzerindeki etki ve güçlerinin bilincindeler. Ancak, çevrelerindekilerin psikolojileri üzerindeki genellikle yıkıcı olan sonuçların, hepsi bilincinde değil. Manipülatörler, arkalarından kendileri ve çelişkili davranışları hakkında söylenenleri de duymuyorlar elbette. Acımasız çıkışlarının, yalanlarının, davranışlarının ve düşüncelerinin aniden ve tamamen değişmesinin, herhangi bir sonucu olmuyor onlara göre. Bazı insanların kendileri yüzünden uykusuzluk çektikleri, sık sık ağladıkları, aşırı kaygılar yaşadıkları ya da tam anlamıyla hastalandıkları, akıllarına bile gelmiyor. Önemli bir handikap olan bencillikleri, kendilerini başkalarını yerine koyabilmelerini ve onları derinlemesine anlayabilmelerini engelliyor. Genellikle, "Hayatımdaki tek değerli şey sensin", "Hayatım boyunca kendim için hiçbir şey yapmadım"... gibi, davranışlarıyla taban tabana zıt şeyler söylüyorlar. Hatta buna kendileri de inanmış görünüyorlar. Kendilerinde, kendileriyle ilgili olumlu bir imaj yaratma ihtiyaçları, varoluş biçimlerine hükmediyor. Ve bu bitmek tükenmek bilmeyen arayışı sürdürmekte, her yol mubah. Ahlaki ve sosyal prensipleri savunmakta başı çekseler, söylevlerini destekleyecek özdeyişler ve alıntılar kullansalar bile, genel anlamda, özellikle de insani düzlemde, başlıca eksiklikleri ahlak.

Sapkın manipülatörler ise, hem davranışlarının hem de bunun çevrelerinde yarattığı sonuçların bilincinde görünüyorlar.

 

 

 

 

 


 


Ana Sayfaya Dönmek İçin Tıklayın 

  www.aymavisi.org  
 

 

 

 

 
 + Büyüt | - Küçült