Uzun süredir hastalığınıza karşı mücadele ettiniz. Onu sizi engelleyen bir
yabancı gibi kabul ettiniz. Şimdi artık yaşamımızda her şeyi düşünce ve
davranışlarımızla kendimizin yarattığımızı biliyorsunuz. Bu yüzden,
bilinçaltı zihninizle iletişime geçmeden önce kendinize ve hastalığınıza
karşı tutumunuzu değiştirin. Çünkü hastalık size ait ve siz onu vücudunuzda
“besliyorsunuz”.
İnsanlar hastalığın bir düşman olduğunu ve sonuçları ne olursa olsun onunla savaşmanın gerekli olduğu şeklindeki düşünce kalıplarına alışmışlardır. Fakat hastalıkla savaşmak kendinle savaşmak anlamına gelir. Bu yüzden onu kabullenin ve kendinizle savaşmaktan vazgeçin. Evrende olumlu bir şekilde kullanamayacağınız hiç bir güç yoktur. Hastalığınız ise tam da böyle bir güçtür. Onu kendi gelişiminiz için bir araç olarak kullanın. Bilinçaltıyla iletişim büyük bir gizemdir. Bu evrenin büyük, anlatılamayan güçlerine gizemli bir dokunuştur. Eğer bu güçleri idrak etmeye kendinizi hazır buluyorsanız, o zaman bunu saf düşüncelerle yapın.
İletişim Yolları
Bilinçaltı ile başarılı bir iletişim kurmada önemli olan, onunla belli sinyaller veya işaret dili kullanarak iletişim kurmaktır. Ona belli iletişim kalıplarını dayatmak yerine, cevap için bilinçaltınızın hangi sinyali kullanacağına kendisinin karar vermesine imkan tanırsanız daha iyi olur.
Şimdi rahat bir pozisyon alın ve içinize, bilinçaltınıza soru sormak için hazır olun. Sorunuzu sorduktan sonra yapmanız gereken şey vücudunuzda meydana gelecek değişikliklere karşı çok dikkatli ve duyarlı olmanızdır. Hissettiğiniz duygulara, hayali şekillere, içinizden gelen seslere veya iç sesinize dikkat edin. Sakın bilinçaltının cevabını etkilemeye çalışmayın. Bilinçaltı cevap vermek için bağımsız olarak bir yol seçecektir; ancak cevabı yakalayabilmek için yeterince hassas olmalısınız.
Soru şöyle: "Bilinçaltını benimle bilinçli bir şekilde iletişim kurmaya hazır mı?”
Cevap sizin bilinçaltınıza bağlı olarak her türlü olabilir. Örneğin, az sonra mide bölgenizde yanma hissi ortaya çıkabilir. Henüz bu cevabın “evet” veya “hayır” olduğunu bilmiyorsunuz. Bu yüzden bilinçaltına cevap için teşekkür edin ve şunu söyleyin: “Bilinçaltı, mesajını anlamak isterdim. Eğer mide bölgesindeki yanma; “Evet seninle iletişime geçmek isterdim” anlamına geliyorsa, o zaman bu his tekrarlansın ve gittikçe daha da güçlensin. Eğer bu his; "Hayır hazır değilim” anlamına geliyorsa, o zaman bu his gittikçe zayıflayarak yok olsun.” Eğer, sinyal tekrarlarsa ve gittikçe güçlenirse bu “evet” anlamına gelecektir. Dolaysıyla bilinçaltınız sizinle bilinçli seviyede iletişime hazır olduğunu ifade etmiş olacaktır. Ona tekrar teşekkür edin. Bu arada bunu her gelen cevaptan sonra yapın. Şimdi artık bilinçaltınızla iletişim için bir kanalınız var. Onun “evet” veya “hayır” olarak cevaplayacağı sorularınızı artık sorabilirsiniz.
Eğer sorunuza “hayır” cevabı alırsanız, üzülmeyin. Çünkü olumsuz da olsa bir cevap almış olacaksınız. Bu bilinçaltının yorgunluk, kötü ruh hali, uygun olmayan dış ortam, gürültü gibi nedenlerden dolayı iletişim kurmaya hazır olmadığı durumlarda olur. Ya da bilinçaltınıza karşı tutumunuzu değiştirmeniz ve ona karşı yani kendinize daha saygılı davranmanız gerekiyor demektir. Bu durumda ondan özür dileyin, hastalığınız ile savaştığınız ve kendinize güvenmediğiniz için ondan af dileyin, saygılı ve merhametli olun. Belki de bilinçaltınız sadece ürkmüş ve sakinleştirilmeye ihtiyaç duyuyor olabilir. Biraz bekleyin, engellerden kurtulmaya çalışın ve tekrar deneyin.
Bilinçaltından gelen cevap vücudunuzda duyduğunuz bir his olmayıp, görsel bir simge ya da hayali bir resim olarak da gözünüze görünebilir. Hem de “evet” için bir simge ya da resim, “hayır” içinse başka bir simge ya da resim görebilirsiniz. Ya da siz “evet” cevabı için resmi daha parlak, “hayır cevabı içinse daha koyu yapabilirsiniz.
Eğer cevap hayali bir ses olacaksa, siz onu “evet” için daha yüksek, “hayır” için daha alçak yapabilirsiniz.
Bilinçaltıyla bazen “içinizden gelen ses” ile iletişim kurabilirsiniz, yani hayalen net cevaplar alabilirsiniz.
Birkaç örnek daha... Bir kadın “evet” cevabı için kalp atışlarının hızlanmasını, “hayır” içinse yavaşlamasını kullanmıştı. Başka bir kadın hastamın ise cevaplar için ellerinin kalkması hoşuna gitmişti. Bir adamda ise “evet” cevabı için karnında gurultu oluyordu. Bir başkası için cevaplar ışıklı yazılar şeklinde gözüne görünüyordu ki, onları okuyamıyordu bile.
Yani ne kadar farklı insan bir o kadar da farklı iletişim yolu. Herkes kendi için uygun olanı seçiyor. Parmak sinyalleri, hayali resimlerle iletişim şahsen benim daha çok hoşuma gidiyor. Bu toplu taşıma araçlarında bile bilinçaltında iletişime geçmeme imkan yaratıyor ve kimse bir şey fark etmiyor. Delirmekten korkmayın. Hepimiz çoktan deliyiz zaten. İnsanların kendilerine hastalık yaratmaları, kendilerine ve yakınlarına acı, ıstırap yaşatmaları ve bunu sadece yaşamları için sorumluluk almak istemediklerinden dolayı yapmaları sizce normal mi?
Bilinçaltının iyi veya kötü olmadığını bilmenizi isterim. Eğer içten isterseniz, o sizinle her zaman iletişim kurmaya hazırdır. Bilinçaltı her zaman sizinle ilgilenir; fakat o bunu sizin yaşam hikayenize dayanarak kendine özgü bir şekilde, daha doğrusu sizin ona öğrettiğiniz şekilde yapar. Bu yüzden kendi içsel zekanıza güvenin. O, her şeyi en doğru biçimde yapacaktır.
Bilinçaltının işlevi, eğitimine ve entelektüel seviyesine bağlı olmadan, ister bilim adamı, isterse de kazan dairesinde çalışan işçi olsun, herkeste aynıdır. Ben hatta derim ki, İkincisi için bunu yapmak çok daha kolaydır. Şöyle ki, akademik derece kişisel egonun büyümesine neden olur ki, bu da insanın etrafındaki basit veya şaşırtıcı şeyleri görmesini engeller.
Bir daha hatırlatmak istiyorum, insan entegre bir kişiliktir. Bilinçaltıyla iletişime geçerek siz aslında, insanın nasıl bir varlık olduğu gizemini çözmeye çalışıyorsunuz!
Parmaklarla Sinyaller
Önceki metotlar sizinle iletişim kurması için bilinçaltınıza bir yol seçmesi önerinize dayanıyordu. Bazen bilinçaltına işaret dili önermek daha kolay olur: bu parmak hareketi veya bir sarkaç olabilir.
Bu veya diğer parmağın yukarıya kalkması işaret dilinden en basiti olacaktır. Örneğin, “evet” cevabı için sağ elinizde işaret parmağının yukarı kalkması (eğer solak değilseniz), “hayır” cevabı içinse, sol elinizdeki işaret parmağının yukarıya kalkması. Anladığınız gibi bu işler tamamen şartlıdır ve siz kendiniz işaret dilini belirleyebilirsiniz. Parmakların hareketi bilinçsiz, otomatik olmalıdır. Parmaklarınızı bilinçli olarak hareket ettirmeye çalışmayın. Sadece bilinçaltınıza mani olmayın, ona tamamen güvenin. Soruları net ve açık bir şekilde sormak gerekir, çünkü bilinçaltı her şeyi harfi harfine anlar. Hemen uyarmak istiyorum, bilinçaltıyla iletişim kuramayan insan yoktur ve ayrıca, kötü olan bilinçaltı da yoktur. Eğer bir metottan herhangi bir sonuç alamadınızsa, hemen diğer yolu deneyin. Bütün yolları denemenizi tavsiye ediyorum. Belki herhangi biri daha çok hoşunuza gidecektir. Eğer zihninizin derinliklerinden cevap almak istiyorsanız, sonuca kesinlikle ulaşacaksınız.
Şimdi beraber deneyelim. Yumuşak, rahat bir koltuğa ya da divana oturun. Ellerinizi rahat bırakın, onlara hiç bir şey engel olmasın. Bilinçaltınızla iletişime geçerek bu veya diğer cevap için hangi sinyal olacağını hemen ayarlayın ya da bunu onun kendine bırakın. Şimdi içinize dalarak hayalen ya da sesli olarak şöyle sorun: “Bilinçaltını benimle iletişim kurmaya hazır mı? Cevap “evet” ise sağ elde işaret parmağımı, “hayır” ise sol elde işaret parmağımı bilinçsiz hareketle yukarıya kaldır. Cevabı tahmin etmeye çalışmayın, sadece sabırla bekleyin. Birkaç dakikadan sonra belli bir yerde kaşıntı, karıncalanma ya da bir uyuşukluk hissedeceksiniz. Bu şu demektir: kaslar bilinçaltı sinyali almış, gerilmiş ve hemen parmağı kaldırmaya başlayacak. Bir saniye daha ve parmağın ucu hafifçe titreşerek yukarıya kalkıyor. Parmak bu yükselişini hafifçe yüzeyden ayrılarak ya da yeterince yukarıya yükselerek bitirebilir. Cevabı aldıktan ve onu idrak ettikten hemen sonra bilinçaltına teşekkür edin ve parmağınızı aşağı indirin.
Eğer “hayır” cevabı aldıysanız, bu, daha önce de sizi uyardığım gibi, iletişim için bir engel olduğu anlamına gelir. Kendini kötü hissetme, moral bozukluğu, rahatsız edici dış ortam, iletişim öncesi korku, kendine güvenmeme... Olası engellerden kurtulun ve tekrar deneyin.
Sarkaç Metodu
Bu metodu geliştirmek için size 20 cm uzunlukta ipten asılan küçük bilyeli top gerekir. Top yerine nişan yüzüğü ya da conta kullanabilirsiniz.
Şimdi dirseğinizi masaya koyun ve ipin ucunu baş ve işaret parmağınızla sıkıca tutun. Top bu durumda serbestçe sallanacaktır. Onu sağa sola, ileri geri, saat istikametinde ve geriye sallayın. Bilinçaltının bu hareketlerde hangi kasların iştirak ettiğini belirleyebilmesi için bunu yapmak gereklidir. Daha sonra topu durdurun ve bilinçaltı zihninize sorun: “Bilinçaltı zihnim, “evet” cevabı için daha sonrada kullanacağın sarkacın mümkün dört hareketinden birini seç ve onu bana göster. Gözlerinizi sarkaçtan çekmeden bekleyin. Topu bir şekilde “hipnoz etmeye” çalışın.
Birkaç saniye sonra sarkaç artık hareket etmeye başlar. Bazen bunun için daha fazla zamana ihtiyaç olur. Hareketlerin genişliği değişebilir. Genel olarak, cevabın anlaşılır olması için sarkacın genişliği yeterince büyük olur.
Cevap aldıktan sonra sarkacı durdurun, bilinçaltına teşekkür edin ve “hayır” cevabı için geri kalan üç hareketten birini seçmesini ondan isteyin.
Bu eski kanıtlanmış bir metottur. Ona her zaman mistisizmden de bir pay biçilir. Sorulara anlamlı şekilde tepki veren “canlı” sarkacın görünümü gerçekten insanı büyülüyor. Ancak bunda olağanüstü bir durum yoktur. Bilinçaltı sadece bağımsız olarak karar alma, düşünme ve bir grup belli kasları kontrol altına alma yeteneğine sahiptir. Kendi bilinçaltı zihninize sadece güvenmek gerekir.
Sorular nasıl sorulmalı?
Sorunun nasıl sorulduğu iletişim süreci açısından çok önemlidir. Bunda mükemmelliğe ulaşmak için belli bilgi ve tecrübeye ihtiyacınız olacak. Benim tecrübelerimden örnekler ve sizin kendi çabalarınız onları edinmenize yardımcı olabilir.
Bilinçaltı her şeyi harfi harfine anladığı için sorular net, basit ve tek anlamlı olmalıdır. Gerçekten söylemek istediklerinizi açık bir biçimde sözcüklerle telaffuz edin. Başlarda soruları ve cevapları bir kağıda yazmanızı öneriyorum.
Eğer tuhaf cevap alırsanız, bu doğru soru yöneltmediğiniz anlamına gelebilir. Soruyu farklı şekillendirmeye çalışın.
Bilinçaltı her zaman dürüst cevaplar verir (tabii, eğer ezeli bir yalancı değilseniz).
Geleceğe göz atmak, geleceği bilmek isteğinden sizi gerçekten uyarmak isterim. Bu çok titiz davranılması gereken ve kendimiz için yarattığımız bir alandır. Bu kendimizin yarattığı alandır. Bununla ilgili konular hakkında bir sonraki kitaplarımda konuşulacaktır.
Bilinçaltıyla iletişim kurmak tehlikeli midir? Hayır! Tehlikeli olmadığı gibi, olması gereken bir durumdur. Bu çocukluktan öğretilmeli. Şimdi, çağdaş dünyada insan bilinci öyle büyük bir bilgi akışına maruz kalıyor ki bu muazzam bilgi ile baş etmek çok zor. Bu durum hepimizin bilincini ve bilinçaltını istesek de istemesek de etkiliyor, doğuştan itibaren bizi programlıyor. Yalnız kendimizi çözdüğümüz, yaşamımız için sorumluluk aldığımız takdirde, bu bilgi akışını olumlu bir şekilde kullanabiliriz.