Kişisel Gelişim

 

 

Aile Grubunun Vicdanı

B. Hellinger, G. Weber, H. Beaumont


Çocuk, eş ve belki ebeveyn olmamızın yanı sıra,aile grubumuzdan bir birey ne yapmış ya da başına ne gelmiş olursa olsun daha uzak akrabalarımızla da ortak bir kader paylaşırız; iyi olsun kötü olsun, bir bireyin yaşadıkları bizi ve tüm diğerlerini de etkiler. Ailemizle ortak bir kaderin paylaşıldığı bir duygu paylaşımı oluştururuz.

Kader Rüzgarı

Bir grup çalışmasında bir adam, ergenliği sırasında yüksek bir tepede oturup köyünün başka bir dine mensup komşu yerleşimlerce nasıl saldırıya uğrayıp yakılıp yıkıldığım izlediğini anlatmıştı. Aralarından bazılarını tanıyıp sevdiği bu adamlara duyduğu nefreti tasvir etti. İzlerken aklına gelen fikirden söz etti: Bunlardan birinin ailesinde dünyaya gelmiş olsam ne hissederdim, diye sormuş kendine. Bir rüzgar ruhumu birkaç yüz metre öteye savursaymış da annem yerine o kadınlardan birinin karnına düşseymişim? O zaman zafer duyguları ve gurur ile dolardı içim, onların şimdi olduğu gibi; acı ve öfkeyle değil, benim şimdi olduğum gibi. Bizden nefret eder, onları severdim o vakit.

Bu delikanlının hayatının gidişatı yaptığı ya da yapamadığı bir şeyden ötürü değil, sadece bir aileye değil de diğerine ait oluşuyla kader rüzgarlarından etkilenmişti.

Bir aile grubunun bireylerini birbirlerine bağlayan bağ zaman ve uzaklığı da aşar, böylece aile bireyleri öleli çok olmuş ya da uzaklarda yaşayan ailenin diğer üyeleriyle de bağlıdır.

Anneannemi Serbest Bırakıyorum

42 yaşında bir kadın annesi tarafından terk edildiğini, onu büyük ebeveyninin büyüttüğünü anlatmıştı. Grup çalışmasının sonucunda, hayatında ilk kez annesiyle arasında derin bir bağ hissetti. O akşam annesi arayarak anneannesinin beklenmedik bir şekilde, kadının grup çalışmasıyla hemen hemen aynı sıralarda öldüğünü bildirdi. Kadın, kendi annesiyle derin, içsel bir temas kurmanın anneanneyi huzur içinde ölmek için serbest bıraktığından emindi.

Sistemik psikoterapi, bunları birbirine bağlayan mekanizmaları açıklayamasak da zamanla ilişkili benzeri anekdotlarla doludur.

Ben Senin Oğlunum

Genç bir baba eşiyle oğlunu trajik bir kazada kaybeder. Birkaç yıl sonra ikinci bir kadın ondan hamile kalır ve adam, kadınla çocuğun başına da benzer bir şey geleceği paniğine kapılarak onları terk eder. On bir yıl sonra, bir grup çalışması sırasında, büyük bir pişmanlık içinde olduğunu, çocuğuyla temas kurmak istediğini söyler. Grup lideri sabırlı olmasını önerir, adam da somut bir adım atmaz.

Bir hafta sonra bir mektup alır: “Sevgili Ray, adım Daniel. Senin oğlunum 11 yaşındayım Kaykay ve futbol seviyorum Seninle yakında tanışmak istiyorum”

Sevginin ailelerde gelişmesini sağlayan sistemik düzenleri tam olarak tanımlayabilmek çok zordur. Bu düzenler toplumlar ya da bireyler tarafından icat edilmiş ve harfiyen uyulması gereken sosyal ya da ahlaki yasalardan çok daha esnektir. Şartlara ya da gelgeç bir isteğe göre değiştirilebilen oyun kurallarından da farklıdırlar. Buradaki düzenler basittir. Sevgi u e gerektiriyorsa gerektirir ve bireylerin bu gereklerin lai kli olması isteğinden etkilenmez. Bir yasayı çiğnediğiniz gibi bir düzeni çiğneyemezsiniz, sevgi düzenleri ise, onları bilmezden gelmede ısrar eden bireyleri parçalayabilir. Sevginin gerektirdiği gibi hareket etmezseniz solar ve ölür ama çoğu kez de böylesine bir ihmalin tazminini talep eder.

İlişkilerde sevgi düzenlerine boyun eğmek bir tevazu edimidir. Böyle bir boyun eğiş sınırlama değil, tam tersine özgürlük ve hayat getirir. Sizi alıp götüren bir ırmağa benzer. Akıntı yönünde yüzerseniz bir yandan diğerine dilediğiniz gibi ilerlemekte özgür olursunuz.

Aşağıdaki kişiler hayatta olup olmadıklarına bakılmaksızın aile sistemine aittirler:

• Çocuklar

• Ebeveyn ve onların kardeşleri

• Ebeveynin ana babası ve kimi zaman daha üst kuşaktaki ebeveynlerden bir ya da daha fazlası

• Sistemde birine yer açmak için kenara çekilmiş herhangi başkaları; örneğin, ebeveyn ya da onların ana babalarından birinin eski eşi ya da sevgilisi ayrılmış, boşanmış ya da ölmüş olsa bile veya kaybı, talihsizliği, gidişi ya da ölümüyle bir aile bireyine yarar sağlamış biri.

Bir kadın hayatını bir türlü düzene sokamıyordu. Aile diziminde ebeveyninin yaşlı bir çiftten küçük bir bakkal dükkanı satın aldığı ortaya çıktı. Yaşlı çift bakkalı oğullarına devretmeyi düşünmüş ama çocuk öldürülmüştü. Kadınla akrabalığı olmasa da dolaylı olarak ölümünden kazançlı çıktığı için aile sistemine bu çocuk da dahildi. Hiç tanımamış olsa da öldürülen bu insana borçluydu. Dizime o da dahil edildiğinde kadın yatıştı. Çocuğun ölümünün taşıdığı önemi görüp kabul etmenin olumlu bir etkisi olmuştu üzerinde. Çok geçmeden, hayatında uzun zamandır arzu ettiği değişiklikleri yapmaya başladı.

 

 

 

 


 


Ana Sayfaya Dönmek İçin Tıklayın 

  www.aymavisi.org  
 

 

 

 

 
 + Büyüt | - Küçült