“Yazmak; sessiz çığlık atmaktır."
Marguerite Duras
Hayatı boyunca insanı kısıtlayan, insanların duygu ve zekasını görmezden gelen, dikte edici tanımlardan hoşlanmayan bir insan olarak belki dikkatini çeker diye fiyakalı bir yazmak tanımı yapmaya çalışayım istersen:
“Duygu, düşünce, olay, gözlem ve hayallerin yazı yoluyla başkalarına aktarılmasına yazmak denir. ”
Nasıl güzel bir tanım oldu mu?
Keşke daha kısa olsaydı diyorsan senin için de gelsin bir tanım:
“Yazmak, konuşulanların çeşitli sembollerle (harflerle) ifade edilmesidir. ” (Burada kendimden bir makas almanın tam sırası değil mi? Hadi sen de katıl bana. Ama makası benden değil kendinden alacaksın. Tamam mı?)
Evet, bu tanımı ben de tuttum. “Konuşmanın kağıttaki haline yazmak denir.” Hoş. Çok hoş.
Yazar olmak isteyenleri umutlandıran bir tanımdır bu aynı zamanda. Şöyle bir çıkarsama yapabiliriz:
“Konuşuyorsam, yazabilirim de!” Bu ifadeye, ilerleyen konularda bir daha değinebilirim. Müjdeler olsun!
İstersen yazmanın bir de romantik tarifini dinleyelim Marguerite Duras’tan:
“Yazmak aynı zamanda konuşmamak, susmaktır. Sessiz çığlık atmaktır. ”
Sevgili yazar adayı “Niçin yazarız?” sorusuna vereceğimiz doğru yanıtlar, aslında konunun büyük oranda anlaşılması anlamına geliyor. O bakımdan, soruya güzal cevaplar verebilirsek, çok yol almışız demektir.
Başlayalım o halde, niçin yazarız?
1. Öncelikle, insan olduğumuz için yazarız. Doğduğumuz günden beri eteklerimizde bir şeyler biriktiririz. Ve an olur biriktirdiklerimiz sığmaz içimize. Başkalarıyla paylaşmak isteriz bunları. Aslında basit bir paylaşımdır bu. içimizdeki pırlanta güzellikleri, başka insanların ruhlarına sunma eyleminden başka bir şey değildir bu girişim.
“Yazıyorum, çünkü bu, kendimi anlatmanın en doğal biçimi, hepimiz şu ya da bu yoldan kendimizi anlatmak gereğini duyarız. Bir şeyden, sıkıntıdan, bir sorundan kendimi kurtarmak için yazıyorum... Yazıyorum, çünkü bir şey söylemem gerek, bunu başkalarıyla paylaşmam gerek. ” diyen Eric Westpal doğruluyor beni değil mi?
2. Kendimizi ispatlamak, yeteneklerimizi, güzelliklerimizi başkalarına göstermek için yazarız. Bir hadisi kutsi’de Yaratıcı: “Ben gizli bir hazine idim. Bilinmeyi istedim ve kainatı yarattım." diyor. Bu yolda giden insan da, kendisindeki güzellikleri, olgunlukları, yetenekleri bir şekilde göstermek ister ve bunun için yazar. Abidin Dino, Salvador Dali bunun için sergiler açar, Mimar Sinan onun için Süleymaniyeler inşa eder. Neşet Ertaş bunun için notaların kalbine duygularım yükler...
3. Sosyal olmak istediğimiz için yazarız. Mağarada olsaydık ve elimizden çok şey gelseydi, fakat kimsecikler bizi görmeseydi ne olurdu bir düşün bakalım. Harika yemek pişiriyorsun, güzel salatalar yapıyorsun. Sonuçta “eline sağlık!” diyen biri yok. Van Gogh’a on basan resimler yapıyorsun. Seni takdir eden hiç kimse yok. İşte gördüğün gibi, insanların arasına karışmak için yazıyoruz. Onların içinde, onlardan biri olmak için yazıyoruz.
İnsan bir pazarcı gibidir, ürünü beğenilsin ister. Pazarcı güzel mallar sattığı için, övgü bekler. İşte yazar da tıpkı bu pazarcı gibi beğenilmek, övülmek için yazar.
4. Herhangi bir konuda açılım yapmak, herhangi bir alana dikkat çekmek için yazarız. Jacques Duchateau; boşuna: "İnsan kendinden bahsetmek, dünyadan söz açmak istiyor. ” demiyor.
5. Derdimizi anlatmak, sıkıntılarımızı dillendirmek için yazarız. Fuzûli’nin meşhur Şikayetnamesi belki de en güzel örneğidir bu savımın.
6. İç yangınlarımızı boşaltmak için yazarız. İçimizdeki volkanın lavlarını dışarı püskürtmekten başka bir kastımız yoktur aslında.
7. Dünyayı anlamak, anlamlandırmak, iç dünyamızdaki dalgalanışlara tanıklık etmek için yazarız. Pierre Hulin: “Ben varlığımı duymak için yazıyorum.” derken bunu kastediyor aslında.
8. Kendimizi beyaz bir kağıtta görmek, kendi üzerimizde deneyler yapmak için yazarız. Ceyhun Atıf Kansu; ne güzel dile getiriyor bu gerçeği: “Beni yazmaya iten nedir? Yazma bir çeşit eylemdir. Acıyı yok edebilir miyim? Burada şiir, düzyazı bir eylem gücü kazanır. En sonu bir bireyim ben, bir tek insanım. Benim eylemim yazı, bireysel eylemimdir. Bir de deneyimleme içgüdüsü var. Bir içgüdüdür yazmak, şiir, müzik, resim. Deneyimleme içgüdüsü. Kendini, doğayı, toplumu, insanları, evreni ve sonsuz çıkmazı, ölümü deneyimleme. Ama insan en çok neyi deneyimleyebilir? Kendisini” (Varlık, 1 Nisan 1968, sayı: 715)
9. Yaşadığımızı kanıtlamak, tarihe not düşmek için yazarız. Emmanuel Sauron: “Yazmak, duygularımı ve yaşadığımı göstermektir. ” der.
10. Mecbur olduğumuz için, ekmek parası için yazarız. Fethi Naci’yi tanık göstereyim kendime bu sefer: “Yazmaya mecbur olmak kepazelik. Ekmek parası kazanmak için bunları yazmak zorundayım."
11. Dünyayla kavgamızı bitirmek, onun sert taraflarını yumuşatmak için yazarız. Michel Pidon, şiir gibi konuşuyor bu ek' sende: “Yazmak; dünyayı tanımak, onu dost haline getirmektir.”
12. Çıldırmamak için, içimizdeki delileri susturmak için yazarız. Sait Faik’in “Yazmasaydım çıldıracaktım. ” şeklindeki meşhur önermesi, çıplak bir gerçek olarak okşuyor alnımızı.
13. Yaşamak için, hayatta kalabilmek için yazarız bazen de. Benzer bir yaklaşımı Goethe’de de görüyoruz: “Werther’i intihar ettirmeseydim, kendim intihar edecektim. ”
14. Yazmayı bir yaşam şekli olarak gördüğümüz için, yazmayı yaşamakla eşdeğer gördüğümüz için yazarız. Samuel Johnson boşuna: “Yazmak için yaşadım, yaşamak için yazdım.” demiyor değil mi?
15. Sustuğumuz için, suskunluğumuzu bir şekilde ifade etmek için yazarız. Ağır baskı altında olduğumuzda, hiç kimsenin bizi anlamadığını düşündüğümüz anda kendimizi kağıdın sinesine gömer, yazarız.
16. Tepki vermek, itiraz etmek, kamuoyu meydana getirmek, düşüncelerimizi kitlelere mal etmek için yazarız.
17. Meşhur olmak, şöhretin tüm nimetlerinden yararlanmak için yazarız.
18. Geçinmek için değil, daha çok para kazanmak için yazarız.
19. Düşünmek için yazarız. “En iyi düşünme vasıtası yazıdır. Pikrin, cümle haline geldiği zaman doğru veya yanlış, güzel ya da çirkin olduğu anlaşılır. ” der Alain.
20. Manevi tatmin için yazarız.
21. Yasakları delmek için, baskılardan uzaklaşmak için yazarız.
22. Dilin imkanları içinde oluşturulabilecek en uzak ülkeleri keşfetmek, arayıp bulabilmek için yazarız.
23. Oyun oynamak, yaşamı “ti”ye almak için yazarız.
24. Bir de İlahi emir olduğu için yazarız. “O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir. ” Alak Suresi 45
25. Elbette öğretmenlerimizin, hocalarımızın zoruyla yazarız. Ve zaten ölü doğmuş yazılardır bunlar. Çünkü birçok öğretmen, öğrencilerine baştan şunu söylemiştir. “Boşuna uğraşmayı n, hiç kimse kompozisyondan 100 alamaz. Yüzlük kağıt olmaz.” Okullarımız yetenek katili öğretmenlerle, nice ölü bulunmuş dahi artıklarıyla doludur. Ne olurdu derste şöyle denseydi öğrenciye?
“Aa harika olmuş, ben bu açıdan bakamamıştım, dili ne güzel kullanmışsın. Al sana yüz. Tebrik ederim. Çocuklar, bu sınavdan kağıdı dolu veren herkes en az yetmiş alacak. Çünkü bunlar sizin özgün fikirleriniz, sizin duygularınızın çocuğu. ”
Ve sonuçta yazmayı, yazıyı, okumayı, edebiyatı daha çok seven, estetik tarafları gelişkin bireyler çıkardı ortaya. (Biri beni uyandırsın lütfen, çocukluğuma indim sanki.)
İşte sevgili yazar adayı, gördüğün gibi genel olarak yukarıda sıralamaya çalıştığım nedenlerden dolayı yazarız.