Günce yazmaya başlayın. Göreceksiniz, aralarında anılarınızı da yazmaya
başlayacaksınız. Onlara da döneceksiniz sık sık.
Günlük yazmaya başlayınca, aralarda öyküler de yazacaksınız. Bazen, derdiyseniz, uzun mu uzun öyküler yazdığınız da olacak.
Aşkınızdan ölüyor, o da yıllarca sürüyorsa, yazdıklarınız romana bile dönüşür!
Hele bir de üst görev, bir iş kapmak istiyor, bunun için yıllarca uğraşıyorsanız; o da bir roman.
Hem de ne görkemli ayrıntılar, ne soluk kesici dolantılar olacak bu romanlarda! Çünkü yaşam öyledir. Onun rastladığı gerçeklikler, incelikler, sıcaklıklar, içtenlikler (inandırıcılık), acımasızlık, aşağıdan almalar, acınmalar, düşler, inanılmazlıklar, şaşırtırlar, yukarıdan tutmalar, düşlemlere sığmaz. Küçük dilinizi yutarsınız! Bir kenara yazacak coşkunuz, alışkanlığınız yoksa, bir gün sonra da onları unutuverirsiniz! Roman, öykü yazmaya otursanız, onları vallahi billahi geri getiremezsiniz! Bazılarını bulup buluşturup kurgulasanız bile, çoğu kez doğa denli (günlük yaşam gibi) hoş, yaratıcı, çözümleyici, kuşkucu, gelecekçi (umutlu, düşçü), üç kağıtçı, tertemiz (yaban), saygısız, benbenci, geniş olamazsınız. Siz de, yaşarken, görkemli doğanın her günkü bir parçasısınız çünkü.
Yaşadıklarınızı günlüklerken (ister özel günceler olsun, ister yazar günceleri), bir şiire başladığınız gibi olur!
En azından; gün dökümü gözyaşları, gülücükleri arasından, şiir uçları güvenmeye başlar. Yepyeni, yaşamla iç içe şiir filizleri bulursunuz ortalarda dolaşan. Taze ekmek gibi olur bu şiirler.
Şiirlerin, öykülerin çoğu, gizli günlüklerdir zaten. Şiir-günlük... Günce-şiir... Günce-öykü! üstlerine bir güzel şal serpilmiştir..
Roman, eleştiri, deneme türlerinin üstünden örtülerini kaldırın, anıları da görürsünüz! Onların da üstündeki örtüleri kaldırın, günceleri görürsünüz.
Günce yazarken, elbet, birçok deneme de yazmış olursunuz! Bir Nurullah Ataç'ın büyük gizini sezersiniz... Ataç, gerçekte bir denemeci değil, günce yazarıdır.
Benim gibi günce eleştiriler yazmaya da başlarsınız!.. Herkes bir ayrı defterde ya da okuduğu kitabının üstünde okuma günlükleri tutmaya başladı mı, eleştirmenliğe da başlamış demektir...